ŞİİR SAYFASI
*************************************************************************************************
İZMİR GİBİYİM
İzmir gibiyim artık,
Gülmeyi Alsancak'ta bıraktım,
Coşkuyu Karşıyaka'da,
Aşkı Bornova'da...
Asansör kadar yorgun,
Agora kadar yıkık,
Eşrefpaşa kadar belalı,
Basmane kadar vedalara alışık,
Kemeraltı kadar kalabalık,
Yalı kadar cefakar..
İzmir gibiyim yani;
Uzaktan ışıl ışıl, ama aslında yorgun
Ve her şeye rağmen,
Saat kulesi gibi dimdik ayakta...
ADNAN SÖKMEN
** ** **
KADIN
Kadını böyle anlatmak
belki de hiç bu kadar güzel olmamıştı.
bir kadını ortadan ikiye böl…
yarısı annedir,
yarısı çocuk,
yarısı sevgili
yarısı aşk...
duyanlar bunu bilmez,
görenler anlamaz bunu!
yarısı rivayettir,
yarısı gece.
Cemal Süreyya
**
UNUTAMAZSIN
Yangınlardan ateş çaldım,
Gökyüzünden rüzgar.
Hiçbiri mutlu etmedi seni düşünmek kadar...
Ateşi tuttum, rüzgara dokundum.
Ne ateş ne de rüzgar acıtmadı.
Senin yokluğun kadar...
Bir soluk kadar yakın yıldızlar kadar uzak derler sevgi için.
Uzanır yetişemezsin,
Yetişir dokunamazsın,
Dokunur vazgeçemezsin,
Vazgeçer ama asla unutmazsın...
Atilla İlhan
Yormak istemiyorum
Ne yormak istedim seni,
ne de yormak kendimi...
Çok çalıştım,
gitmeye de kalmaya da...
ikisi de aynı acı,
ikisi de rezil...
Daha öncede gitmiştim
ama böyle kalarak değil...
Yormak istemiyorum artık kimseyi... Yorgunum zira!
Kelimeleri yan yana getiresim yok,
kendimi anlatmak için...
Yeni bir alfabe arıyorum konuşabilmek için...
Hiç söylenmemiş sözler duymaya
ve yeniden cümleler kurmaya
ihtiyacım var...
Yetmiyor bildiklerim...
Can YÜCEL
**
UNUTAMAZSIN
Yangınlardan ateş çaldım,
Gökyüzünden rüzgar.
Hiçbiri mutlu etmedi seni düşünmek kadar...
Ateşi tuttum, rüzgara dokundum.
Ne ateş ne de rüzgar acıtmadı.
Senin yokluğun kadar...
Bir soluk kadar yakın yıldızlar kadar uzak derler sevgi için.
Uzanır yetişemezsin,
Yetişir dokunamazsın,
Dokunur vazgeçemezsin,
Vazgeçer ama asla unutmazsın...
Atilla İlhan
**
Yormak istemiyorum
Ne yormak istedim seni,
ne de yormak kendimi...
Çok çalıştım,
gitmeye de kalmaya da...
ikisi de aynı acı,
ikisi de rezil...
Daha öncede gitmiştim
ama böyle kalarak değil...
Yormak istemiyorum artık kimseyi... Yorgunum zira!
Kelimeleri yan yana getiresim yok,
kendimi anlatmak için...
Yeni bir alfabe arıyorum konuşabilmek için...
Hiç söylenmemiş sözler duymaya
ve yeniden cümleler kurmaya
ihtiyacım var...
Yetmiyor bildiklerim...
Can YÜCEL
**
Biliyorum Sana Giden Yollar Kapalı
Biliyorum sana giden yollar kapalı
Üstelik sen de hiçbir zaman sevmedin beni.
Ne kadar yakından ve arada uçurum;
İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi.
Uyandım uyandım, hep seni düşündüm
Yalnız seni, yalnız senin gözlerini.
Çıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
Sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki.
İnan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,
Son isteğimi de söyleyebilirim şimdi:
Bir geceyarısı yazıyorum bu mektubu
Yalvarırım onu okuma çarşamba günleri.
Cemal Süreya
**
GÜNEŞ DELİSİ
Akan suyu severim ben
Işıldayan karı severim
Bir yeşil yaprak
Bir telli böcek
Yeşeren tohum
Güneşte görsem
Sevinç doldurur içime
Bir günü
Güzel bir günü
Güneşli bir günü
Hiçbir şeye değişmem
Onun için savaşı sevmem
Onun için zulümü sevmem
Onun için yalanı sevmem
Bilirim yaşamaz güneşte
Bilirim yaşamaz yanyana aşkla
Ne haksızlık
Ne korku
Ne açlık
NECATİ CUMALİ
-
**
İSTİYORUM
İhtiyacım var sana!
Nasıl anlatılır ki!
Dokunmak değil benimkisi...
Günde on saniye yüzünü görsem de yeter,
Tenime dokun istemiyorum,
Yüreğimden tut mesela!
Bir şarkının içinden söyle cümlelerini,
Hayalin dibimde bitsin,
Elimi tut dokun demiyorum,
Elimi tut hissedeyim yüreğini!
Konuşalım saatlerce olmasa bile,
Dakikalarca gözlerinde buluşsam yeter diyorum!
Sesini duymasam da olur,
Yüreğinden konuş mesela!
Biz olunca zaman dursun,
Hayat dursun,
O an sadece bizde yaşam olsun istiyorum!
Çok değil seni yanımda değil,
Canımda istiyorum!
Nazım Hikmet
**
YORGUNUM
Ne yormak istedim seni,
ne de yormak kendimi...
Çok çalıştım,
gitmeye de kalmaya da...
ikisi de aynı acı,
ikisi de rezil...
Daha öncede gitmiştim
ama böyle kalarak değil...
Yormak istemiyorum artık kimseyi... Yorgunum zira!
Kelimeleri yan yana getiresim yok,
kendimi anlatmak için...
Yeni bir alfabe arıyorum konuşabilmek için...
Hiç söylenmemiş sözler duymaya
ve yeniden cümleler kurmaya
ihtiyacım var...
Yetmiyor bildiklerim...
-
- Can YÜCEL-
**
Gece ve Yas Şiiri
Bir köşeye büzülüp
Böyle susmazdım ama
Kapılardan süzülüp
Gece doldu odama.
Bir yağmur ince ince
Çarpıyor şimdi cama
Hasret kaldım sevince
Korku yüzümde yama.
Dalarken gözümde yaş
Ben böyle sonsuz gama
Artıyor yavaş yavaş
Damlardaki ağlama.
Behçet Necatigil
**
Uyum
boşluğa bulut buluta yağmur
yağmura toprak ne güzel uymuş
gündüze güneş güneşe tarla
tarlaya başak ne güzel uymuş
başağa buğday buğdaya insan
insana emek ne güzel uymuş
emeğe eylem eyleme yürek
yüreğe sevgi ne güzel uymuş
BÜLENT ECEVİT
*******************
BENİ BU HAVALAR MAHVETTİ
Beni bu güzel havalar mahvetti,
Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada aşık oldum;
Eve ekmekle tuz götürmeyi
Böyle havalarda unuttum;
Şiir yazma hastalığım
Hep böyle havalarda nüksetti;
Beni bu güzel havalar mahvetti.
- ORHAN VELİ KANIK
***
Beşinci Mektup Şiiri
Ayrılık diye bir şey yok.
Bu bizim yalanımız.
Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var.
Şimdi neredesin? Ne yapıyorsun?
Güneş çoktan doğdu.
Uyanmış olmalısın.
Saçlarını tararken beni hatırladın, değil mi?
Öyleyse ayrılmadık.
Sadece özlemliyiz ve bekliyoruz.
Ümit Yaşar Oğuzcan
**
BİRİSİ OLMALI
Yalnızlığa dayanırım da bir başınılığa asla.
Yaşlanmak hoş değil duvarlara baka baka
Bir dost arayışıyla.
Korkmam geçinip gideriz biz mutlulukla ama
'Günün aydın''akşamın iyi olsun''
Diyen biri olmalı.
Bir telefon çalmalı ara sıra da olsa kulağımda..
Yoksa hiç zor değil, bir bardak demli çayı bardakta karıştırıp
Bir başına yudumlamak doyasıya.
Ama, 'çaya kaç şeker alırsın?
Diye soran bir ses olmalı ya ara sıra...
~_Can_YÜCEL ~
***
Memleket İsterim
Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.
Memleket isterim
Ne başta dert ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.
Memleket isterim
Ne zengin fakir ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.
Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikayet ölümden olsun.
Cahit Sıtkı Tarancı
********** ******************
Paramparça
Ağaç bütün
Işık bütün
Meyve bütün
Benim dünyam paramparça.
Büyük bir ayna kırılmış
Kırılıp yere dökülmüş
Kainat içine düşmüş
Düşmüş amma paramparça.
Yaprak yaprak yapıştırdım
Diyar diyar dolaştırdım
Bir alevdir tutuşturdum
Yandım amma paramparça.
Bedri Rahmi Eyüboğlu
Eylül'dü
Dalından kopan yaprakların
Sararan yanlarına yazdım adını
Sahte bir gülüşten ibarettin oysa.
Ve hiç bilmedin ellerimin soğuğunu.
Eylül'dü.
Di'li geçmiş bir zamandı yaşadığımız
Adımlarımızın kısalığı bundandı
Bundandı gözlerimin durgunluğu.
Sarı sıcak cümlelerde sözün kadar yalan,
Ellerin kadar ıssız,
Sen kadar zamansız molalar veriyordum
Ve çocuksu bir bencillikti hüznümüz.
Eylül'dü.
İzlerini çizdiği zaman ansızın gidişin,
Şimdi yoktu bi anlamı suskunluğun.
Çırılçıplak kalakaldım sessizliğinin orta yerinde.
Sonra sesime yankı vermeyen uçurumlar kıyısında yürüdüm bir zaman
En çok sesini aradım.
Gözlerinse asılı bıraktığın yerdeydiler hâlâ.
Gözlerini sildi zaman..
Dedim ya… Eylül'dü.
Savruluşu bundandı kimsesizliğimizin.
Cemal Süreyya
**
BENİ BU HAVALAR MAHVETTİ
Beni bu güzel havalar mahvetti,
Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada aşık oldum;
Eve ekmekle tuz götürmeyi
Böyle havalarda unuttum;
Şiir yazma hastalığım
Hep böyle havalarda nüksetti;
Beni bu güzel havalar mahvetti.
- ORHAN VELİ KANIK
**
İSTİYORUM
İhtiyacım var sana!
Nasıl anlatılır ki!
Dokunmak değil benimkisi...
Günde on saniye yüzünü görsem de yeter,
Tenime dokun istemiyorum,
Yüreğimden tut mesela!
Bir şarkının içinden söyle cümlelerini,
Hayalin dibimde bitsin,
Elimi tut dokun demiyorum,
Elimi tut hissedeyim yüreğini!
Konuşalım saatlerce olmasa bile,
Dakikalarca gözlerinde buluşsam yeter diyorum!
Sesini duymasam da olur,
Yüreğinden konuş mesela!
Biz olunca zaman dursun,
Hayat dursun,
O an sadece bizde yaşam olsun istiyorum!
Çok değil seni yanımda değil,
Canımda istiyorum!
Nazım Hikmet
**
KADIN
Kadını böyle anlatmak
belki de hiç bu kadar güzel olmamıştı.
bir kadını ortadan ikiye böl…
yarısı annedir,
yarısı çocuk,
yarısı sevgili
yarısı aşk...
duyanlar bunu bilmez,
görenler anlamaz bunu!
yarısı rivayettir,
yarısı gece.
Cemal Süreyya
KADIN
Bir kadının dudaklarında değildir aşk.
Bedeninde hiç değildir.
Aşk, kadının göz kapaklarındadır.
Kadın, göz kapaklarında saklar o
adamı.
Ne kadar yanarsa yansın canı,
ağlayamaz bazen.
Sımsıkı yumar gözlerini.
Adam hep orda kalır.
Kadın, asla bırakmaz adamı.
Kadın, asla vazgeçmez ondan.
Özdemir Asaf
**
Sonbahar Oluyorum
Gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç
Ağaçlar bükmesinler n'olursun boyunlarını
Neden akşam oluyorum tren kalkınca
Kırlangıçlar birdenbire çekip gidince
Mendiller sallanınca neden tıkanıyorum
Öyle çok acımasız ki öyle birdenbire ki
Az önceki çiçekler nasıl da diken, diken
Gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç
O sularda çimdik, bitti; köprüleri geçtik, bitti
O elmanın tadı orda, o kuş çoktan öttü, bitti
Artık çocuk değiliz, susarak da bir şeyler diyebiliriz
Günler devlet alacağı, yıllar bir kadehcik buzlu rakı
Oyunlar oyuncaksı, oyuncaklar eski şarkı
Kavaklara oklu yürek çizip duran o çakı
Nerde şimdi, nerde şimdi, nerde o kan sarhoşluğu
Gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç…
Hasan Hüseyin Korkmazgil
***
Eylül'dü
Dalından kopan yaprakların,
Sararan yanlarına yazdım adını.
Sahte bir gülüşten ibarettin oysa.
Ve hiç bilmedin ellerimin soğuğunu.
Eylül'dü.
Di'li geçmiş bir zamandı yaşadığımız,
Adımlarımızın kısalığı bundandı.
Bundandı gözlerimin durgunluğu.
Sarı sıcak cümlelerde sözün kadar yalan,
Ellerin kadar ıssız,
Sen kadar zamansız molalar veriyordum.
Ve çocuksu bir bencillikti hüznümüz.
Eylül'dü.
İzlerini çizdiği zaman ansızın gidişin,
Şimdi yoktu bi anlamı suskunluğun.
Çırılçıplak kalakaldım sessizliğinin orta yerinde.
Sonra sesime yankı vermeyen uçurumlar kıyısında
yürüdüm bir zaman,
En çok sesini aradım.
Gözlerinse asılı bıraktığın yerdeydiler hâlâ.
Gözlerini sildi zaman...
Dedim ya... Eylül'dü.
Savruluşu bundandı kimsesizliğimizin.
Cemal Süreya
** ** ** **
“Çok sahiplenmeden, çok ait olmadan yaşayacaksın. Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, hem de hep senin kalacakmış gibi hayat. İlişik yaşayacaksın; ucundan tutarak.”
“Zenginlik, sabahları simit yiyebilmektir. Merdivenleri yardımsız çıkabilmektir. Zenginlik, varlığından mutluluk duyduğun her şeydir.”
CAN YÜCEL
**
SONRA
Beni her ölüm etkiler.
Tanımasam bile üzülürüm
Yitirilmiş ümitlere...
Hiç gerçekleşmeyecek ideallere,
Yaşanmamış sevgilere üzülürüm.
Bu yüzden, korkarım yaşamı ertelemekten.
Ne yapılması, ne söylenmesi gerekiyorsa
Söylenmeli, yapılmalı.
Seviyorsanız, sevdiğinizi bugün söyleyin.
Sevdanızı bugün yaşayın.
İşinizde yapılacak ne varsa
Bir an önce yapın.
Yarın çok geç olabilir.
Bir anda bitebilir her şey.
Yaşamak için acele edin bence.
Kısa yaşanmışlıklar,
Yaşanmamışlıklardan daha iyidir.
Geriye dönüp baktığınızda keşkeler
Çoğunlukta olmasın.
Uzun vadeli hedefler için bile
Bugünden harekete geçmeli.
Yarınlar çok uzakta olabilir.
Daha okulda başlamıyor muyuz
Ertelemeye yaşamı?
Hep yarına yatırım, bu günü sonra
Yaşamacasına...
İşe gireyim, sonra...
Evleneyim, sonra...
Çocuklar büyüsün, sonra...
Emekli olayım, sonra...
Sonra...
Sonra...
Sonra...
Bu sürecin başında, ortasında,
Yaşam her an sona erebilir.
Sonrası olmayabilir.
Fedakârlıklar güzel ama unutmayalım:
Herkes kendi hayatını yaşar.
Ertelenen sevdaların bedelini
ödemiyor yaşam.
Tayfun TALİPOĞLU
Ölüm yıldönümünü (21-Mart-2017)
**
DİYEMEDEN....
Vaktinden önce gider mi insan?
Gidiyorlar işte..
Duvarda hırkaları,
Cebinde fotoğrafları,
Sevdiği türküleri,
Evdeki yerini,
Her şeyi dağıtıp gidiyorlar...
Hem de,
"Gidiyorum" bile diyemeden...
Yusuf HAYALOĞLU
**
O VE BEN
Sana koşuyorum bir vapurun içinde
Ölmemek, delirmemek için.
Yaşamak; bütün adetlerden uzak
Yaşamak....
Hayır değil, değil sıcak
Dudakların hatırası;
Değil saçlarının kokusu
Hiçbiri değil.
Dünyada büyük fırtınaların koptuğu böyle günlerde
Ben onsuz edemem.
Eli elimin içinde olmalı,
Gözlerine bakmalıyım,
Sesini işitmeliyim.
Beraber yemek yemeliyiz
Ara sıra gülmeliyiz.
Yapamam onsuz edemem.
Bana su, bana ekmek, bana zehir;
Bana tad, bana uyku
Gibi gelen çirkin kızım.
Sensiz edemem.
Sait Faik Abasıyanık
**
Eylüldü
Dalından kopan yaprakların,
Sararan yanlarına yazdım adını.
Sahte bir gülüşten ibarettin oysa.
Ve hiç bilmedin ellerimin soğuğunu.
Eylüldü.
Di'li geçmiş bir zamandı yaşadığımız,
Adımlarımızın kısalığı bundandı.
Bundandı gözlerimin durgunluğu.
Sarı sıcak cümlelerde sözün kadar yalan,
Ellerin kadar ıssız,
Sen kadar zamansız molalar veriyordum.
Ve çocuksu bir bencillikti hüznümüz.
Eylüldü.
İzlerini çizdiği zaman ansızın gidişin,
Şimdi yoktu bi anlamı suskunluğun.
Çırılçıplak kalakaldım sessizliğinin orta yerinde.
Sonra sesime yankı vermeyen uçurumlar kıyısında yürüdüm bir zaman,
En çok sesini aradım.
Gözlerinse asılı bıraktığın yerdeydiler hâlâ.
Gözlerini sildi zaman...
Dedim ya... Eylüldü.
Savruluşu bundandı kimsesizliğimizin.
Cemal Süreyya
**
**
**
******
Kanadı Kırık Bir Akşam
Gün bitti lambayı hazırla;
Işık kalmadı girecek odamıza
Çek perdeleri sevdiceğim;
Kanadı kırık bir akşam
Zonkluyor durmadan dışarda.
Sen bugünden yarına
Birazcık umut sakla
Yarın farklıdır bugünden,
Adı değişir hiç olmazsa,
Kara bir suyu
Geçiyoruz şimdilerde
Basarak yosunlu taşlara.
Sen bugünden yarına
Birazcık umut sakla
Gün bitti sevdiceğim;
Geriye kalan posa.
Bu serin güz akşamında
Geç otur karşıma sessizce,
Devam et ördüğün hırkaya.
METİN ALTIOK
****
Sarıl Bana
Bu yaşıma geldim içimde bir çocuk hala
Sevgiler bekliyor sürekli senden.
İnsanın bir yanı nedense hep eksik
Ve o eksiği tamamlayayım derken,
Var olan aşınıyor zamanla.
Anamın bıraktığı yerden sarıl bana.
Anıların kar topluyor inceden,
Bir yorgan gibi geçmişimin üstüne.
Ama yine de unutuş değil bu,
Sızlatıyor sensizliği tersine.
Senin kim olduğunu bile bilmezken.
Sevgiden caydığım yerde darıl bana.
Metin Altıok
******
Şiirde
Önce şiirde sevdim kavgayı
Özgürlüğü kelime kelime şiirde
Mısra mısra sevdim yaşamayı
Öfkeyi de sevinci de
Senin ışıklı günlerin
Benim iyimser dostlarım
Hepsi hepsi şiirde
Ne varsa yitirdiğim
Bütün bulduklarım şiirde
Kafiyeden önce gelen
Sevgilerimiz mi sade
Sürgün de var
Hapis de
Rıfat Ilgaz
**
AY KARANLIK
Maviye
Maviye çalar gözlerin,
Yangın mavisine
Rüzgarda asi,
Körsem,
Senden gayrısına yoksam,
Bozuksam,
Can benim, düş benim,
Ellere nesi?
Hadi gel,
Ay karanlık...
İtten aç,
Yılandan çıplak,
Vurgun ve bela
Gelip durmuşsam kapına
Var mı ki doymazlığım?
İlle de ille
Sevmelerim,
Sevmelerim gibisi?
Oturmuş yazıcılar
Fermanım yazar
N'olur gel,
Ay karanlık...
Dört yanım puşt zulası,
Dost yüzlü,
Dost gülücüklü
Cıgaramdan yanar.
Alnım öperler,
Suskun, hayın, çıyansı.
Dört yanım puşt zulası,
Dönerim dönerim çıkmaz.
En leylim gecede ölesim tutmuş,
Etme gel,
Ay karanlık...
Ahmed ARİF
*************************
Niğde`den
Evimden karlı dağlar görünür Niğde`de
Baktıkça hüzünlenir, efkarlanırım
Sığmaz bu dağlara kaderim, sığmaz
Dayanılır dert değil bu Tanrım
Niğde bir taş yığını, toprak yığını
Bir gök var burada denize benzer
Ben denizlerin aşığı adam
Bana uzak denizler
Evimizin önünde pazar kurulur her hafta
Ben ecelle can pazarlığındayım
Günlerimi aydınlatan güneş değil
Karanlık gecelerin en karanlığındayım
Gönlümde eser rüzgarları Niğde`nin
Bir gariplik çöker üstüme her akşam
Düşündükçe ağlamak gelir içimden
Ağlayamam
Penceremden kimsesiz mezarlar görünür
Ve karşıda ağaçlar içinden tren yolu geçer
Sahillere, sahillere doğru trenler
Dolu dopdolu geçer
Velhasıl bir garip adamım ki Niğde`de
Ömrümüm otuzuncu, evimin beşinci katındayım
Sormayın günlerimin nasıl geçtiğini
Başka sefere anlatayım
Ümit Yaşar Oğuzcan
**
UZAKTAN SEVİYORUM SENİ
uzaktan seviyorum seni
kokunu alamadan,
boynuna sarılamadan
yüzüne dokunamadan
sadece seviyorum
öyle uzaktan seviyorum seni
elini tutmadan
yüreğine dokunmadan
gözlerinde dalıp dalıp gitmeden
şu üç günlük sevdalara inat
serserice değil adam gibi seviyorum
öyle uzaktan seviyorum seni
yanaklarına sızan iki damla yaşını silmeden
en çılgın kahkahalarına ortak olmadan
en sevdiğin şarkıyı beraber mırıldanmadan
öyle uzaktan seviyorum seni
kırmadan
dökmeden
parçalamadan
üzmeden
ağlatmadan uzaktan seviyorum
öyle uzaktan seviyorum seni;
sana söylemek istediğim her kelimeyi
dilimde parçalayarak seviyorum
damla damla dökülürken kelimelerim
masum beyaz bir kağıtta seviyorum
CEMAL SÜREYYA
*********************************
SEBEP
Sebep gözün kör olsun.
Bütün bal arıları bana küstü,
Sırrını açmıyor petekler.
Beni düşünmez oldu güzel çiçekler.
Gök maviliğinden göndermiyor,
Çocukluk rüyalarımı aynalar çaldı
İstiyorum, geri vermiyor.
Ninnilerin bahçesinden kovuldum
Sabahı kapımın eşiğinde,
Bir bebek gibi ağlar buldum.
Sebep gözün kör olsun,
Sevgilisiz kaldım işte…
YAŞAR KEMAL
*******
DİYEMİYORUM
Ne var ne yok
Diye soruyorsun
Özledim seni diyemiyorum
Bakıp kalıyorum
Öylece gözlerine
Sen anla gözlerimden diye
Dilime bir lal vuruluyor
Susmak istiyorum
Koşmak istiyorum
Koşamıyorum
Sana doğru
İyiyim demek istiyorum
Diyemiyorum
Çünkü iyi değilim
Hep sensizlik var yanım da
N.Nahide
*** ** **
Yaşamda üç kapı vardır. Birinci kapı inanmak, ikinci kapı istemek, üçüncü kapı harekete geçmektir. Bu kapıların anahtarı ise kendine soru sormaktır. İşte bunu bugün yapmalısınız. Kendinize yeni idealler belirlemekten korkmayın.
Ben Eylül Sen Haziran
Bir eylüldü başlayan içimde
Ağaçlar dökmüştü yapraklarını
Çimenler sararmıştı
Rengi solmuştu tüm çiçeklerin
Gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı
Katar gidiyordu kuşlar uzaklara
Deli deli esiyordu rüzgar
Dağılmıştı yazdan kalan ne varsa
Yaşanmamış bir mevsim gibiydi bahar
Neydi o bir zamanlar
Sevmişliğim, sevilmişliğim
O heyheyler, o delişmenlikler neydi
Ne bu kadere boyun eğmişliğim
Ne bu acıdan korla
Ümit Yaşar Oğuzcan
***
Sonbahar.
Sonbahar-ki acının değişmez dipnotudur-
Sesinin solgun göğünde
Küçük bir yıldızla bir harfi tutuşturur.
Savrulur her yana kavruk kelimelerle,
Yüreğini acıyla buruşturur.
Bakışının pasıyla zırhlanan dünya,
Binlerce pıtrak yapıştırır yüzünün kumaşına
Sonbahar-ki doyumsuz bir aşkın sonudur.
Metin Altıok
**
Sevgi Duvarı
sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa
kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi
dilimizde akşamdan kalma bir küfür
salonlar piyasalar sanat sevicileri
derdim günüm insan içine çıkarmaktı seni
yakanda bir amonyak çiçeği
yalnızlığım benim sidikli kontesim
ne kadar rezil olursak o kadar iyi
kumkapı meyhanelerine dadandık
önümüzde altınbaş altın zincir fasulye pilakisi
aramızda görevliler ekipler hızır paşalar
sabahları açıklarda bulurlardı leşimi
öyle sıcaktı ki çöpçülerin elleri
çöpçülerin elleriyle okşardın beni
yalnızlığım benim süpürge saçlım
ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi
baktım gökte bir kırmızı bir uçak
bol çelik bol yıldız bol insan
bir gece sevgi duvarını aştık
düştüğüm yer öyle açık seçik ki
başucumda bir sen varsın bir de evren
saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi
yalnızlığım benim çoğul türkülerim
ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi
Can Yücel
*********************
Çok Üşümek
Bir Kalır uzun resimlerde anısı sakallarımızın
Urban içinde Üşüyüp Üşüyüp kaldığımızın
Bir Kalır yanık yağlar yataklarda o oteller
Meydanlar heykeller sizin olmadığınız o her yer
O çok yalınç gerçekli gelip gitmeler
Bir Kalır uzun duvarlar ve onların dipleri
Bir Kalır Yılgın Adamların hep "Evet" dedikleri
Çok üşürdük hep üşürdük üşümekti bütün yaşadığımız
Üşürdü ellerimiz aşkımız sonsuz uzun sakallarımız
Tükenir dağınık diriliği kaşıntımızın bir gün
Bir Kalır uzun kitaplarda anısı çok Üşüdüğümüzün
Turgut Uyar
***
Şimdi Gel
Sevdaydı bulduğum sende,
Sende buldum senden geçtim.
Terk ettim sanma sakın;
Yeni bir hızla bilendim,
Çağıldayan özgür sesinde.
Şimdi gel durdurma beni.
Çünkü sevda bir nehirdir,
Akar insan bütünlüğüne.
Türlü kollar alarak
Katar onları benliğine.
Yürekten yüreklere yönelir.
Şimdi gel dondurma beni.
Metin Altıok
***
Bilsem Ki...
Bu ayaklar benden hesap soracak,
Bir düşüncenin peşinden dolaştırdım sokak sokak ,
Bu baş, bu eğilmez baş da öyle
Bazı sarhoş ,bazı yorgun
Her zaman bir yastığa hasret!
Bu ciğer de hesap soracak,
Esirgedim, güneşini, havasını
Bu ağız bu dişler, bu mide...
Ne ikram edebilirim ki bol keseden
Bu bilekler de hesap soracak,
Göz yumdum çektikleri eziyete.
Bilsem ki kimsenin parmağı yok
Bu sürüp giden işkencede;
Kılım bile kıpırdamadan bir sabah
Çekerdim darağacına çekerdim kendimi
Bilsem ki suç bende!..
Rıfat Ilgaz
***
Suskun
Sus, kimseler duymasın,
Duymasın, ölürüm ha.
Aymışam yarı gece,
Seni bulmuşam sonra.
Seni, kaburgamın altın parçası.
Seni, dişlerinde elma kokusu
Bir daha hangi ana doğurur bizi?
Ruhum… Mısra çekiyorum haberin olsun.
Çarşıların en küçük meyhanesi bu,
Saçları yüzümde kardeş, çocuksu.
Derimizin altında o ölüm namussuzu…
Ve Ahmedin işi ilk rasgidiyor.
İlktir dost elinin hançersizliği…
Ağlıyor yeşil.
Rüya, bütün çektiğimiz.
Rüya kahrım, rüya zindan.
Nasıl da yılları buldu,
Bir mısra boyu maceram…
Bilmezler nasıl aradık birbirimizi,
Bilmezler nasıl sevdik,
İki yitik hasret,
İki parça can.
Çatladı yüreği çakmaktaşının,
Ağıyor gökkuşaklarının serinliğinde
Çağlardır boğulmuş bir su…
Ağıyor yeşil.
Ahmed Arif
************************
Kadınlar
Hepinizi öyle seviyorum ki.
Siz türlü türlü milletlerin anneleri oluyorsunuz.
Zevk uğruna çocuk doğuruyorsunuz.
Asker olacaklarını,
Karşı karşıya geçip birbirlerini vuracaklarını..
Meşhur olacaklarını..
Dâhi olacaklarını..
Şef olacaklarını düşünmeden
Sevmek, gene sevmek için
Çocuk doğuruyorsunuz.
Her yaşta, hepinizi,
Her yerinizi seviyorum sizin.
Hep böyle bakmak, böyle duymak isteyorum.
Bir elden cümlenizi sevmek, okşamak imkansız.
Resim yapıyorlar,
Şiir yazıyorlar..
Ses besteleyorlar sizin için.
Saz çalıyorlar,
İçki içiyor, sarhoş oluyorlar
Sizin için.
Sizin için..
Özdemir Asaf
***
Dargın mıyız Yoksa
bu sabah uyanırken tam
karşıma çıktın
kara karaydı gözlerinin akları
dargın mıyız yoksa?
sana üryani eriği hoşafı yaptım
yanına domatesli pilav, yemedin
dargın mıyız yoksa?
her bahar erguvanlar içinde yaşardık
bu bahar erguvan görmedim desem yeri
dargın mıyız yoksa?
durdun öyle karşımda, mahzun
bana çok uzaklardan baktın
dargın mıyız yoksa?
CAN YÜCEL
**
ÇOK GÜZEL
Yaşamak güzel şey doğrusu
üstelik hava da güzelse
hele gücün kuvvetin yerindeyse
elin ekmek tutmuşsa bir de
hele tertemizse gönlün
hele kar gibiyse alnın
yani kendinden korkmuyorsan
kimseden korkmuyorsan dünyada
iyi günler bekliyorsan hele
iyi günlere inanıyorsan
üstelik hava da güzelse
Yaşamak güzel şey,
Çok güzel şey doğrusu!
Melih Cevdet Anday
**
DEDİLER
“Senin için yasak dediler.
Yasaklar çiğnenmek içindir, dedim.
Senin için imkansız dediler.
Önemli olan imkansızı başarmak, dedim.
Senin için olmaz dediler.
Dünyada olmayacak şey yok, dedim.
Senin için zor dediler.
Kolay olsaydı değeri olmazdı, dedim…”
Can yücel
**** ** ***
"Tepki göstermeden önce düşün
Harcamadan önce kazan
Eleştirmeden önce bekle
Pes etmeden önce dene
Yargılamadan önce dinle
Ayrılmadan önce hatırla...
Her ne yaparsan yap,
Öncesini bil..."
- Ernest Hemingway
**
SEBEP
Sebep gözün kör olsun.
Bütün bal arıları bana küstü,
Sırrını açmıyor petekler.
Beni düşünmez oldu güzel çiçekler.
Gök maviliğinden göndermiyor,
Çocukluk rüyalarımı aynalar çaldı
İstiyorum, geri vermiyor.
Ninnilerin bahçesinden kovuldum
Sabahı kapımın eşiğinde,
Bir bebek gibi ağlar buldum.
Sebep gözün kör olsun,
Sevgilisiz kaldım işte…
YAŞAR KEMAL
**
YARINLARA BAKMAYACAK MIYIM
“Yenilmişsem
Elim kolum bağlı
Boynumda yağlı ip
Gelip dayanmışsam
darağacına
Dudaklarımda yarın
Gözlerim yarınlarda
Unutmak mı gerek seni?
Kapılar kapalı
Tutulmuşsa gece
kapkara yollar
Sıcacık bir sevgi
sunmayacak mıyım
Insanlara?
Bakmayacak mıyım yarınlara
Seslenmeyecek miyim
Insanlara?”
DENİZ GEZMİŞ
**
LAVINIA
Sana Gitme Demeyeceğim
Üşüyorsun Ceketimi Al
Günün En Güzel Saatleri Bunlar
Yanımda Kal
Sana Gitme Demeyeceğim
Gene De Sen Bilirsin
Yalanlar İstiyorsan
Yalanlar Söyleyeyim
İncinirsin
Sana Gitme Demeyeceğim
Ama Gitme Lavinia
Adını Gizleyeceğim
Sen De Bilme Lavinia
Özdemir Asaf
*** ***
Hayat ön provası yapılmamış bir tiyatro gösterisidir. Bu, alkışı olmayan tiyatronun perdesi kapanmadan; gülün, şarkı söyleyin, dans edin, âşık olun…
Hayatınızın her anını değerlendirin
Charlie Chaplin
***
Ayrılık
Ayrılık şiiri ne kadar yalın
Sevdiğimiz aşk sözcükleri gibi
Kılıçla kesiyor bir hain nokta
Öpüşen virgüllerle akan cümleyi
Nasıl soğuk ayrılığın güneşi
Gölgeli bir çınar olan gövdemin
Dallarını içten kırınca acı
Buzdan bir alçıyla tutuyor beni
Ayrılık sabahı ne kadar beyaz
Ölümün hüzünlü arkadaşı kar
Bana ütülü bir çarşaf hazırlar
Bir karanfil tam yüreğimin üstünde
Onat Kutlar
***
Öyle Uzak Durma Ne Olur
Gözlerindeki kederi öperim
alın kırışığında kanat çırpan sevgiyi
öyle yıkık durma ne olur
akşama düşen gün gibi.
Seni bana getirdikçe güzel
götürdükçe nasıl da acımasız ve soğuk
adımlarını öperim çocuk
öyle uzak durma ne olur.
o büyük sırrını öperim
bir hazine gibi üstüne titrediğin
içindekini güneşini duygularının
geceye düşen o çiy tanelerini.
gülüşünün aylasıyla büyülü
o derin göllerini gamzelerinin
içimde ömrümün yudum yudum yunduğu
o en temiz yerlerini öperim
Şükrü Erbaş
***
DEDİLER
Senin için yasak dediler.
Yasaklar çiğnenmek içindir, dedim.
Senin için imkansız dediler.
Önemli olan imkansızı başarmak, dedim.
Senin için olmaz dediler.
Dünyada olmayacak şey yok, dedim.
Senin için zor dediler.
Kolay olsaydı değeri olmazdı, dedim…
Can yücel
**
SEN BİLE
Herkes seni sen zanneder,
Senin sen olmadığını bile bilmeden,
Sen bile.
Seni ben geçerken
Derim ki;
Saati sorduklarında
Onu "O"geçiyordur.
Kimse anlam veremez
Tamir ettirmedin gitti derler şu saati
Ettirmek istiyor musun demezler
Bir bozuk saattir yüreğim,
Hep sende durur.
Turgut Uyar
**
Eylül'dü
Dalından kopan yaprakların
Sararan yanlarına yazdım adını
Sahte bir gülüşten ibarettin oysa.
Ve hiç bilmedin ellerimin soğuğunu.
Eylül'dü.
Di'li geçmiş bir zamandı yaşadığımız
Adımlarımızın kısalığı bundandı..
Cemal Süreya
**
Ben Eylül Sen Haziran
Bir eylüldü başlayan içimde
Ağaçlar dökmüştü yapraklarını
Çimenler sararmıştı
Rengi solmuştu tüm çiçeklerin
Gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı
Katar gidiyordu kuşlar uzaklara
Deli deli esiyordu rüzgar
Dağılmıştı yazdan kalan ne varsa
Yaşanmamış bir mevsim gibiydi bahar
Neydi o bir zamanlar
Sevmişliğim, sevilmişliğim
O heyheyler, o delişmenlikler neydi
Ne bu kadere boyun eğmişliğim
Ne bu acıdan korla
Ümit Yaşar Oğuzcan
*** ***
Yaşamak Direnmektir, Sevmek Güvenmektir. Unutma; İnsan Çoğu Zaman Dünyanın Hakimi, Bazen de Küçük Bir Kalbin ESİRİDİR...!
**
Hayatta Ben En Çok Babamı Sevdim
Hayatta ben en çok babamı sevdim.
Karaçalılar gibi yerden bitme bir çocuk
Çırpı bacaklarıyla ha düştü, ha düşecek
Nasıl koşarsa ardından bir devin,
O çapkın babamı ben öyle sevdim.
Bilmezdi ki oturduğumuz semti,
Geldi mi de gidici hep, hep acele işi!
Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi.
Atlastan bakardım nereye gitti,
Öyle öyle ezber ettim gurbeti.
Sevinçten uçardım hasta oldum mu,
40'ı geçerse ateş, çağırırlar İstanbul'a,
Bi helalleşmek ister elbet, diğmi, oğluyla!
Tifoyken başardım bu aşk oyununu,
Ohh dedim, göğsüne gömdüm burnumu.
En son teftişine çıkana değin
Koştururken ardından o uçmaktaki devin,
Daha başka tür aşklar, geniş sevdalar için
Açıldı nefesim, fikrim, can evim.
Hayatta ben en çok babamı sevdim.
CAN YÜCEL
**
ÜÇ HARF
Üç harf yan yana
Kaç şekilde gelir bilir misin?
Aşk dersin...
Sen dersin... ben dersin...
Sen ben biter; biz dersin...
Gün gelir git dersin.
Peki dur kelimesinden haberdar değil misin?
Dur demeyi bilmez misin?
Git demek kolay
Kal diyecek kadar yürekli misin?
C.anYücel
(Ağustos ayı, O'nun hem doğduğu hem de ebedi âleme göçtüğü ay. Biz de ağustos ayında şiirleriyle analım istedik Can Baba'yı…)
** **
SORGULA
azandıkça bölüşemiyorsan ELİNİ sorgula.
Konuştukça kırıcı oluyorsan DİLİNI sorgula.
Yürüdükçe menzilden çıkıyorsan YOLUNU sorgula.
Ömür geçtikçe yerinde sayıyorsan GÜNÜNÜ sorgula.
Sevildikçe vefasızlaşıyorsan GÖNLÜNÜ sorgula.
Hangi hâlde olursan ol SONUNU sorgula...!
Hz.Mevlana
***
KENDİME ÖĞÜT
Uslanma hiç hep deli kal
Büyüme sakın çocuk kal
Es deli deli böyle kal
Son harmanında sevdanın
Tüken toz toz savrula kal
Suçüstü bulmalı ölüm
Ölürken de sevdalı kal ...
Aziz NESİN
***
KADERSİZ
Mezarıma taş dikmeyin
Toprağıma GüL ekmeyin
Adıma sela VERMEYİN
öldüğü mü bilmesinler
Gömün dağların başına
yamacından geçmesinler
Derdim ile bir kefene
girdiğimi bilmesinler
Garip geldim garibim Ben bilirim ki
Kadersizim ben
Kimsesizim ben
sevdiklerim yok yanımda
kadersizim ben…
GÜL
** ** ** **
Zaman... Bekleyene uzun. Kaçana hızlı.. Acı çekene bitimsiz... Ölene sonsuz... Kalana dipsiz kuyu.... Yarası kabuk tutana huzurlu... Gence ayrı ,yaşlıya ayrı... Gündüz başka ,gece başka... Yazın sıcak , kışın ayaz... Ama sevene zaman, HİÇ........
***********************************
Suskun
Sus, kimseler duymasın,
Duymasın, ölürüm ha.
Aymışam yarı gece,
Seni bulmuşam sonra.
Seni, kaburgamın altın parçası.
Seni, dişlerinde elma kokusu
Bir daha hangi ana doğurur bizi?
Ruhum… Mısra çekiyorum haberin olsun.
Çarşıların en küçük meyhanesi bu,
Saçları yüzümde kardeş, çocuksu.
Derimizin altında o ölüm namussuzu…
Ve Ahmedin işi ilk rasgidiyor.
İlktir dost elinin hançersizliği…
Ağlıyor yeşil.
Rüya, bütün çektiğimiz.
Rüya kahrım, rüya zindan.
Nasıl da yılları buldu,
Bir mısra boyu maceram…
Bilmezler nasıl aradık birbirimizi,
Bilmezler nasıl sevdik,
İki yitik hasret,
İki parça can.
Çatladı yüreği çakmaktaşının,
Ağıyor gökkuşaklarının serinliğinde
Çağlardır boğulmuş bir su…
Ağıyor yeşil.
Ahmed Arif
**************
***Allah hepinize değiştirebileceğiniz şeyler için cesaret, değiştiremeyecekleriniz için sabır, her ikisini algılayabilmeniz için akıl ve gerçek dostlar versin…
************************************************************
ÜÇ HARF
Üç harf yan yana
Kaç şekilde gelir bilir misin?
Aşk dersin...
Sen dersin... ben dersin...
Sen ben biter; biz dersin...
Gün gelir git dersin.
Peki dur kelimesinden haberdar değil misin?
Dur demeyi bilmez misin?
Git demek kolay
Kal diyecek kadar yürekli misin?
Can Yücel
Sarıl Bana
Bu yaşıma geldim içimde bir çocuk hala
Sevgiler bekliyor sürekli senden.
İnsanın bir yanı nedense hep eksik
Ve o eksiği tamamlayayım derken,
Var olan aşınıyor zamanla.
Anamın bıraktığı yerden sarıl bana.
Anıların kar topluyor inceden,
Bir yorgan gibi geçmişimin üstüne.
Ama yine de unutuş değil bu,
Sızlatıyor sensizliği tersine.
Senin kim olduğunu bile bilmezken.
Sevgiden caydığım yerde darıl bana.
Metin Altıok
**************************************************************
Kadındılar
Kadındılar hep onlardan istendi
Ağırdı kaldırdılar
Taşlıydı, bırakılsa elleri
Düşer kalırdılar.
İtilmiş gündüzlerde
Çoğu ancak gecelerde vardılar
Çağrıldıkça geçici
Fısıltılara kandılar.
Onlar bütün yatışlardan
Biraz korku biraz umut kalkardılar
Dendi istemiyorum güçleriydi oysa
Bütün yalnız kaldılar.
İstenseydi ağrılı bir sütü
Mutlu sevinçli sağardılar
Dölsüz bir süre eğrelti yeşili
Bakır sıcaklar geldi soldular
Kıskançtılar, onurlu
Baktılar başlar öne eğiliyor
Hırçın atların terkisinde
Yalçın dağlara kaçtılar.
Behçet Necatigil
******************************************************
Ben Eylül Sen Haziran
Bir eylüldü başlayan içimde
Ağaçlar dökmüştü yapraklarını
Çimenler sararmıştı
Rengi solmuştu tüm çiçeklerin
Gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı
Katar gidiyordu kuşlar uzaklara
Deli deli esiyordu rüzgar
Dağılmıştı yazdan kalan ne varsa
Yaşanmamış bir mevsim gibiydi bahar
Neydi o bir zamanlar
Sevmişliğim, sevilmişliğim
O heyheyler, o delişmenlikler neydi
Ne bu kadere boyun eğmişliğim
Ne bu acıdan korla
Ümit Yaşar Oğuzcan
EYLÜL
sen gelirsen
1 eylül barış günü gerçek olur
9 eylül İzmir yeniden kurtulur
11 eylül Amerika kapitalizmi yerle bir
12 eylül bu defa ülkemde devrim olur
sen gelirsen
eylül de hayat olur
Yusuf İçel
******************************************************
ANNE
Bırak kalsın masada ekmek,
testide su
Ayna puslu, pencere camı kirli
Bırak kalsın saçların dağınık,
Gözlerin uykulu.
Saksıdaki çiçek susuz, kedi
yalını bekler bir köşede
Bırak kalsın meyve ağaçta,
kırlangıç havada
Dama düşen ince yaz yağmuru…
Yoruldun artık, bütün gün
Didinip durdun
Toprak bile, gök bile, deniz bile
bir yerde yorulur
Bırak kalsın süpürge duvarda,
sabun kovada
Anne, gel yanıma otur.
Ahmet Erhan
** Ana başa taç imiş , her derde ilaç imiş
Bie evlet pir olsa da anaya muhraç imiş
**Annelerimiz hayattayken değerini bilin !
***************************************************
Bir gün kapına gelsem
Bir karanlık geliyor yokluğunun ardından
Ne zaman güneş batsa bu son gecem diyorum
Vazgeç yalan dünyanın köhne saltanatından
Yetişir bunca keder, bunca elem diyorum.
Her şey sağır içimde ne şiir ne musiki
Dünyadan bezginliğim dünyalar kadar eski
Öylesine çözülmüş, öyle dağılmışım ki
Bu ne bitmez ayrılık bu ne özlem diyorum.
Beni çağırdığını bir defa duyabilsem
Avuçlarımda ateş, yorgun gözlerimde nem
Aşarak denizleri bir gün kapına gelsem
Başımı duvarlara vurup ölsem diyorum
Ümit Yaşar OĞUZCAN
*****************************************************************
ALDANMA
Aldanma cahilin kuru lafına
Kültürsüz insanın külü yalandır..
Hükmetse dünyanın her tarafına
Arzusu hedefi yolu yalandır..
Kar suyundan süzen çeşme göl olmaz
Gül dikende biter diken gül olmaz
Vız vız eden her sineğin balı olmaz
Peteksiz arının balı yalandır..
İnsan bir deryadır ilimle mahir
İlimsiz insanın şöhreti zahir
Cahilden iyilik beklenmez ahir
İşlediği amel hali yalandır..
Cahil okur amma alim olamaz
Kamillik ilmini herkes bilemez
Veysel bu sözlerin halka yaramaz
Sonra sana derler deli yalandır.
Aşık Veysel Şatıroğlu
******** ************** *******
Bu kaçıncı sonbahar?
Şu gönül bahçemde açan kıpkızıl bir gülsün
Dönder de yüzünü bir kez bu yüzüm gülsün
Bir çıkıp gelsen ah, akan gözyaşımı silsen
Nasıl sevinir şu kalbim, nasıl sevinir bir bilsen
Sürünür gezerim sensiz, bu uzak diyarlarda
Geçip gitti seneler, gelmedin bu sonbaharda
Özlenen bir diyar gibi, bir vefalı yar gibi
Çiçekler açtırsan bahçeme, bir serin bahar gibi
Bu kaçıncı yaz geçti, kaç sonbahar bekledim
Soldu bütün yapraklar, sen hala gelmedin
************
Her gün yeni bir başlangıçtır. Derin bir nefes al ve tekrar başla...
Yüreğinizde aralıksız yağan tek yağmur SEVGİ olsun.....
*********************************************************************
BABAM
Arkamda varlığın güven verir bana
Dayanamazsın akan göz yaşlarıma
Ne kadar üzsem seni kızsan da bana
Sevgi dolu evladım demen yeter bana
Sevgi dolu sıcacık güvenle bakarsın
Ufacık bir şeyde başımda sabahlarsın
Zarar gelecek diye hep korkarsın
Sırtımı dayadığım koca çınarsın babam
Geceni gündüzünü unutursun sen
Gözlerim yollarda beklerim ben
Gölgeni görsem koşarım hemen
Gölgesiyle güven verirsin babam
Resul UĞUR/ ÇAMARDI
*** ***
Anne gezindiğin bağ, baba yaslandığın dağdır.
Ömrümün en güzel çağı annen ve babanla olandır.
- Ataol Behramoğlu
*** *** ****
Mücadelen zor! Belki bin kez şüpheye düşeceksin, zorluk zorluk üstüne gelecek ezileceksin ama dayanırsan her istediğini elde edeceksin...
*** *** ***
Asla vazgeçme. Yorulduysan dinlen, kaybettiysen daha çok çalış, kaybolduysan ara, yapamıyorsan yine dene.
***************************************************************
GÜZEL HAVALAR
Beni bu güzel havalar mahvetti,
Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada aşık oldum;
Eve ekmekle tuz götürmeyi
Böyle havalarda unuttum;
Şiir yazma hastalığım
Hep böyle havalarda nüksetti;
Beni bu güzel havalar mahvetti.
ANLATAMIYORUM
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.
ORHAN VELİ KANIK
******
Bu sabah mutluluğa aç pencereni,
Bir güzel arın dünkü kederinden,
Bahar geldi, bahar geldi güneşin doğduğu yerden.
*********
hiç bir şey için geç değildir,
ne hayatınızı değiştirmek için
Ne de mutlu olmak için ~
********************************
DE GÜLÜM
de gülüm! De ki: ela bir günde geleceğim
istanbul darmadağın olacak, saçlarım
darmadağın. Hepsi, darmadağın!
üzülme gülüm! Toparlanacağız, birlikte,
ayağa da kalkacağız, yürüyeceğiz de gülüm
hem de çelikten toprağını dele dele hayatın!
de gülüm! De ki: bitmiştir umut, bitmiştir
sevgi, bitmiştir güven!
güven bana gülüm!
sana bitmemişliği öğretecek, tattıracaktır
hasretten-hakikaten-ten değiştiren yüzüm!
göreceksin gülüm! Bekle!
hırslarımız, acılarımız gitgide ihanetlere
hainlere, ezilmelere alışacak..
göreceksin-sevinçten ağlayacaksın gülüm-ki
işte o vakit bana-doğrudur!-
şair olmak, seni sevmek pek çok yakışacak!
bak! şiirler var, mektuplar var, çocuklar var,
sokaklar var, kediler!
inan bana gülüm, ölüm yok bir tek! ölüm yok bize!
ölüm inananlar için sessizce
kara kapli kitaplardan çıkartılacak..
göreceksin gülüm! Bekle! Göreceksin!
artık hiçbir insan, hiçbir kavga ve hiçbirimiz
bu dünyada, yapayalnız, umarsız kalmayacak!
Küçük İskender
****************************************************************
UYUM
boşluğa bulut buluta yağmur
yağmura toprak ne güzel uymuş
gündüze güneş güneşe tarla
tarlaya başak ne güzel uymuş
başağa buğday buğdaya insan
insana emek ne güzel uymuş
emeğe eylem eyleme yürek
yüreğe sevgi ne güzel uymuş
Bülent Ecevit
***************************************************************************
Ayrılırken
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Perde kapanıyor, film bitiyor işte,
O hiç bitmeyecek sandığımız...
Görüyorsun, konuşacak bir şeyimiz kalmadı.
Sadece bakışlarımızda hüzün.
İşte ayrılık bu; hiç beklemediğimiz...
O ikiz kardeşi ölümün.
Anlıyorum bir daha görüşemeyeceğiz
Bu son buluşmamızdır seninle
Yeni bir hayata başlayacaksın artık
Onunla, o yeni sevgilinle.
Anlıyorum artık o öpecek ellerini
Kulağına aşkı o fısıldayacak
İçinde bir pişmanlıktan başka
Benden eser kalmayacak.
Sigaranı söndür , kalkabiliriz
On adım sonra yollarımız ayrılmalı
Sakın ağlama ve bir şey söyleme bana
İnsan ayrılırken bile büyük olmalı.
Ümit Yaşar OĞUZCAN
Bir gün anlarsın
Birgün anlarsın aslında herşeyin boş olduğunu
Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin
Gün gelir de sesini bir kerecik duymak için
Vurursun başını soğuk taş duvarlara
Büyür gitgide incinmişliğin, kırılmışlığın
Duyarsın ta derinden acısını çaresiz kalmışlığın
Sevmek neymiş birgün anlarsın
Birgün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin
Niçin yaratıldığını
Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini
Uzun uzun seyredersin de aynalarda güzelliğini
Boşuna geçip giden yıllarına yanarsın
Dolar gözlerin için burkulur
Sevmek neymiş birgün anlarsın
*****************************
BEN ŞARHOŞ DEĞİLİM
Söylenenlere inanma
Ben sarhoş değilim korkma diyorum
Bir mum gibi tek başına karanlıklarda yanma
Uzaklardan çıkıp geldi aç kapıları artık
Odalara saklanma.
Ben sarhoş değilim, korkma, diyorum
Beni böyle ağlatan yüreğimdeki gamdır.
Başım gögsüme düşmüşse, sallanıyorsam
Yorgunluğumdandır.
Ben sarhoş değilim, korkma, diyorum
Bir varmış, bir yokmuş gibiyim sanki.
Suçluysam gel bağışla, utandır beni artık
Sensiz yapamıyorum inan ki.
Ben sarhoş değilim, korkma, diyorum
Dökemiyormisam eğer içimi bir bir
Konuşamıyorsam, susuyorsam, gidemiyorsam
Seni sevdiğim içindir.
Ben sarhoş değilim, korkma, diyorum
Beni böyle yapayalnız bırakıp kaçma
Ya gel tut ellerimden geceye karşı
ya hiç kapıları açma
Beni böyle yapayalnız bırakıp kaçma
Ben sarhoş değilim, korkma, diyorum.
Yavuz Bülent Bakiler
******************************************************************************
Sen Gelince
Gece
İyi geceler diler
sen gelince
Sen gelince
Bahar kokusu yayılır
sessizce
Sen gelince gül tadında yaşam başlar
Anlarım
Cemrenin suya düştüğünü
Mimozalar baharı süslerken
Sevdayı ertelemek olmazdı
Eridi dağların karı
yandı yüreğim
sen gelince
Abidin GÜNEYLİ
********************************************************************
BAKIŞ
Bir bakışın kudreti bin lisanda yoktur
Bir bakış bazen şifa bazen zehirli oktur...
Bir bakış bir aşığa neler neler anlatır
Bir bakış bir aşığı saatlerce ağlatır.
Bir bakış bir aşığı aşkından emin eder
Sevişenler daima gözlerle yemin eder...
Victor Hugo
***************************************************
İKİMİZ
ikimizdik, sen ve ben, bir çiçekle
onun tomurcuğu arasında bir yerde;
öylece durur muyduk, ikimiz gibi?
dâima birlikte olurduk hüzünlerde...
Hilmi Yavuz
************************************************************
VURGUNUM
Seneler sürer her günüm,
Yalnız gitmekten yorgunum;
Zannetme sana dargınım,
Ben gene sana vurgunum.
Başkalarına gülsem de,
Senden uzakta kalsam da,
Sevmediğini bilsem de
Ben gene sanavurgunum.
Dağları aşınca başım,
Geri kaldı her yoldaşım,
Gerl sevgilim, gel kardaşım,
Ben gene sana vurgunum.
Gönlüm seninkine yardı,
Aynı şeyleri duyardı;
Ayaklarımız uyardı...
Ben gene sana vurgunum.
Sabahattin Ali
***********************************************************************
Böyle Akşamlar
Çok rahat oluyorum böyle akşamlar
Gök yüzünde ay
Karşımda sen gülüyorsun
İçimde İlk bahar çiçekleri
Parmağımın ucunda muhabbet kuşum
Kanat çırpıyoruz mutluluğa
Ancak böyle akşamlar unutuyorum
Yolsuzluk üçgenlerini
Delik cebimi
Ayaklarımın ıslaklığını
Dünyanın yükü sırtımda
Şair yüreğim dayanmaz
Böyle akşamlar olmasa
ABİDİN GÜNEYLİ- MERSİN
******************************************************************************
HASRET
Yüz yıl oldu yüzünü görmeyeli,
belini sarmayalı,
gözünün içinde durmayalı,
aklının aydınlığına sorular sormayalı,
dokunmayalı sıcaklığına karnının.
Yüz yıldır bekliyor beni
bir şehirde bir kadın.
Aynı daldaydık, aynı daldaydık.
Aynı daldan düşüp ayrıldık.
Aramızda yüz yıllık zaman,
yol yüz yıllık.
Yüz yıldır alacakaranlıkta
koşuyorum ardından
NAZIM HİKMET RAN
************************************************************************
Son Mektup
Senden mektup aldım dün akşamüstü
Postacı kapının altından atmış
Ellerin titremiş yazından belli
Bu bana yazdığın son mektubunmuş
Geçen günlerimiz hep hatırımda
Acılar zamanla unutulurmuş
Özür dilemişsin son satırında
Bu bana yazdığın son mektubunmuş
Benden ayrılmaya karar vermişsin
Bütün resimleri gönder demişsin
Seni sevdiğimi düşünmemişsin
Bu bana yazdığın son mektubunmuş.
*************
*****************************************************************************
ÖZÜMÜZ BELLİ
beynimiz akülü kalbimiz pilli
kimimiz sessiz kimimiz dilli
aslımız topraktır özümüz belli
kimimiz humuslu kimimiz killi
Mehmet Baş
********************************************************************
Akarsuya Bırakılan Mektup
incecikti
gül dalıydı
dokunsam kırılacaktı
dokunmadım
kurudu
gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç
ağaçlar bükmesinler n'olursun boyunlarını
neden akşam oluyorum tren kalkınca
kırlangıçlar birdenbire çekip gidince
mendiller sallanınca neden tıkanıyorum
öyle çok acımasız ki öyle birdenbire ki
az önceki çiçekler nasıl da diken diken
gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç
o sularda çimdik, bitti; köprüleri geçtik, bitti
o elmanın tadı orda, o kuş çoktan öttü, bitti
artık çocuk değiliz, susarak da bir şeyler diyebiliriz
günler devlet alacağı, yıllar bir kadehcik buzlu rakı
oyunlar oyuncaksı, oyuncaklar eski şarkı
kavaklara oklu yürek çizip duran o çakı
nerde şimdi nerde şimdi, nerde o kan sarhoşluğu
gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç
Hasan Hüseyin Korkmazgil |
*****************************************************************************
Canım gözlüm
Aslı adın gibi güzel yürekle
Bekliyorum gözüm yolda merakla
Cehenneme ateş atan kürekle
Katı yürekleri yak mersin gözlüm
Umutlar biterken karanlık yolda
Yol göster sevdaya ışığı bul da
Cennete giderken yanına al da
Katı yürekleri yak mersin gözlüm
Abidin GÜNEYLİ
********************************************************************************
NERE GİTTİN
Nasıl dua etsem sana ulaşır
Yüreğine biraz sevgi bulaşır
Damarında kutsal aşkım dolaşır
Uykularım kaçtı sen nere gittin ?
Tüm sokaklar evin önünden geçer
Kanat takan değil sevenler uçar
Bir bakışın yürek delerek geçer
Uykularım kaçtı sen nere gittin
Gece gündüz seni yolda bekledim
Çayıma kahveme sevgi ekledim
Yürek kartlarıma aşkın yükledim
Uykularım kaçtı sen nere gittin ?
Abidin GÜNEYLİ - MERSİN
******************************************************************************
SON MEKTUPLARIN SONU
Haberim yok duruşundan cisminden
Kaşın gözün yine öyle kara mı
Hiç kimseye söz edemem isminden
Benim gibi kara bağrın yanar mı ?
Ince ağrı gibi kaldın içimde
Şekillendim başka başka biçimde
Ben giderken sevdalılar göçünde
Bakışların karanlığa çıra mı ?
Sana değil kaderime küstüm ben
Talihimi çiğ ipliğe astım ben
Diyemedim felek ile dostum ben
O’ nun ile çoktan açtım aramı
Ayaz’ım ben umudumu yitirdim
Neyim varsa bohça yapıp götürdüm
Gençliğimi hayallerde bitirdim
Göç zamanım bekliyorum sıramı
Ahmet AYAZ - GAZİANTEP
***************************************************************************************
CANIM GİBİSİN
Kızgın güneşlerde seni anarım,
Bir sende tutuşur sende yanarım,
Sevgini söylesen aşka kanarım,
Damarımda kanım, canım gibisin...
Son nefesim olsan zevkle aldığım,
Düşlere aşkınla yatıp daldığım,
Gönlümü eline verip saldığım,
Tenimde sol yanım, canım gibisin...
Gelsem de diz çöksem kalbine insem,
Ölürüm uğrunda bil ki sevginsem,
Boynuna sarılıp koynuna sinsem,
Ömrümde her anım, canım gibisin...
Son nefesim olsan zevkle aldığım,
Düşlere aşkınla yatıp daldığım,
Gönlümü eline verip saldığım,
Tenimde sol yanım, canım gibisin...
Perinur Olgun
**********************************************************************
Ben ne yaptım sana
Beddua etmişsin, gözümün nuru.
Yüzünü çevirme, sevgiye aşka
Bir tek benden bulma, suçu kusuru
Ben ne yaptım sana, sevmekten başka.
Kan kustur kalbime, kes dilim dilim
Uzatsam uzanmaz sana ellerim
Aylar, yıllar geçti, neredesin zalim
Ben ne yaptım sana, sevmekten başka.
Dilinden dökmüşsün, bütün zehrini
Yık haydi, yaptığın gönül şehrini
Sende anla artık, dertli halimi
Ben ne yaptım sana, sevmekten başka.....
İbrahim Değerli
************************************************************************
İÇİMDE BİR SEN VARSIN BİR DE İZMİR
İçimde bir sen varsın bir de İzmir
İçimi ısıtıyorsun
Sen konuşuyorsun gül açıyor İzmir
Kordon geçiyor gözlerimin önünden gelin gibi
Neşeli şarkılar söyleniyor her daim
“Kabasaz'dan İspirtocu Saim”
Sen yakınlarda bir yerlerdesin
İşte şuralarda bir yerde
Tenimi sıcak tutan İzmir gibi
Akşam güneşle batıyor
Denizlerde yakamozlar yanıyor
Görünüyor rakının dibi
Tenimi yakıyorsun İzmir gibi
Perinur Olgun
*********************************
Sözün kıymetini 'arif' olandan. Dilin kıymetini 'lâl' olandan. Gözün kıymetini 'âmâ' olandan. Tokluğun kıymetini 'aç' olandan ÖĞREN !
***************************************************************************************
DONUK AŞK
Yine akşam oldu,
Yalnızlık omuzlarıma çivisini çaktı yine,
Uzaklık aynı gerçi,
Heryerdeyken olan uzaklığın pek değişmedi,
Yine akşam oldu orda olduğu gibi,
Görebiliyorum seni burdan da,
Aynısıydı ordayken de,
Uzaklıktan korkmuyorum belki de,
Orada da aynıydı uzaklık gerçi
Donuklaşmış oldu artık bu,
Bir o kadar da hüzünlü romanlar gibi,
Galiba ben baştan kaybetmişim,
Belki de ben baştan kazanmışım, insanlık kaybetmiş...
Sezai Karakoç
****************************************************************
Yok Gibi Yaşamak
Boğuk bir bakışın oluyor senin
Bir girdap derinliğinde kayboluyor gibiyim
Yok gibi yaşamak bu kalkıp kurtulmak gibi kalabalıktan
Durma bana türkü söyle Anadolu olsun
Susuz dudak gibi çatlak olsun
Karanfil gibi olsun kara çiçek gibi solgun yüzün
Durmadan akıyor kalbim ayaklarına bana karanlık bakma
Ağlıyorum bir karanlık karayel saçlarına
Çekme ülkemden nar yangını gözlerini
Beni bu kentten kurtar beni yalnız ko git beni
Arıyorum arıyorum o ilk çağ ırmaklarında sedef ellerini
Susmam seni ürkütmesin içimde çağlar var bilmelisin
Katı bir yalnızlık bu bilmelisin
Kaçmam kendimi bulmam ben senden yoksunum iyi bilmelisin.
Şu yalnızlık çıkmazında önümde niye sen varsın
Niye herşey bir anda kayıyor sen kayıyorsun
Kalbim niçin bu kadar yabancı sen niye yoksun
Bir sam yüklü geceleri içimden atamıyorum
Niye bunları bir anda unutamıyorum
Hadi tut elimden gök gibi ölü kadar yalnızım
Erdem Bayazıt
********************************************************************************
BEN DEĞİLDİM
Bir aksam ustu pencerenden bakıyordun
Ağır ağır, yollara inen karanlığa.
Bana benzeyen biri geçti evinin önünden.
Kalbin başladı hızlı hızlı çarpmaya..
O gecen ben değildim.
Bir gece, yatağında uyuyordun..
Uyanıverdin birden, sessiz dünyaya.
Bir rüyanın parçasıydı gözlerini açan,
Ve karanlıklar içindeydi odan...
Seni gören ben değildim.
Ben çok uzaktaydım o zaman,
Gözlerin kavuştu ağlamaya, sebepsiz ağlamaya.
Artık beni düşünmeye başladığından
Bıraktın kendini aşk içinde yasamaya..
Bunu bilen ben değildim.
Bir kitap okuyordun dalgın..
İçinde insanlar seviyor, ya da ölüyorlardı.
Genç bir adamı öldürdüler romanda.
Korktun, bütün yininle ağlamaya başladın..
O ölen ben değildim..
ÖZDEMİR ASAF
**********************
Boş boş seviyorum demekle olmaz; göstereceksin sevdiğini, hissettireceksin.. Yapamıyor musun? O zaman yoldan çekileceksin.. - Can Yücel
****************************
De ki kal.. De ki gitme..
Bir adım öte gitmem.
Ama sen yeter ki söyle
Öyle uzaktan bakadurmak da ne öyle..
*************************************
"Yatağına yatınca; yüreğinin sesinden uyuyamıyorsan, anla ki yalnızsın..." - Aziz Nesin
**********************************************************************
AĞLAMA ANNE
Bilirim yokluğum cana dokunur
Hasretimi çekip ağlama anam
Olmasam da evde ismim okunur
Yollarıma bakıp ağlama anam
Mahzun evin barkın bucağın yine
Beni ısıtmadı sıcağın yine
Bu bayram boş kaldı kucağın yine
Gözyaşları döküp ağlama annem
Dilanam of dahi getirmem dile
Sen ki benim için çekerken çile
Bana malum olur görmesem bile
Kaşlarını yıkıp ağlama anam
NEŞE BALIKÇI/ ANKARA
*****************************************************************************
Her şeyi bitirdik
Her şeyi bitirdik bir yalan gibi
Bu aşkı yarına götüremedik
ne günler yaşadık bir roman gibi
Ne yazık sonunu getiremedik
Önce evet dedik bu hayır neden
Biz aşkla başladık bu gurur neden
Ümitler sendendir arzular benden
Ne yazik sonunu getiremedik
Şimdi sen yolcusun meçhul yollara
Şimdi ben yolcuyum başka kollara
Ne desek boş artık geçen yıllara
Ne yazık sonunu getiremedik
Bu aşkı yarına götüremedik.
Ahmet Seçuk İLKAN
******************************************************************
HÜZNÜN KUŞLARI
ben bütün hüzünleri denemişim kendimde
canımla besliyorum şu hüznün kuşlarını
bir bir denemişim bütün kelimeleri
yeni sözler buldum seni görmeyeli
kuliste yarasını saran soytarı gibi
seni görmeyeli
kasketim eğip üstüne acılarımın
sen yüzüne sürgün olduğum kadın
kardeşim olan gözlerini unutmadım
çık gel bir kez daha beni bozguna uğrat
sen tutar kendini incecik sevdirirdin
bir umuttum bir misillemeydin yalnızlığa
şanssızım diyemem kendi payıma
hain bir aşk bu kökü dışarda
olur böyle şeyler ara sıra
olur ara sıra
CEMAL SÜREYA
****************************************************************************
ÖZLEM..
Kime dokunsam sensin
Kimi çağırsa dudaklarım...
Başımın tacı, canım efendim.
Görünmez çığlıklarımı gören
Eğilmez başımı öpensin.
Sen bir deniz derinliğisin
Uslanmak bilmez kederler ülkesi...
Coşup yağan fırtına sessizliğim
Kül kedisi yorgunluğunda kalbim
Masalcı ninesini arıyor
AHMET HAMDİ TANPINAR
******************************************************
SANA SON MEKTUBUMDUR
Beni rüzgâra verme
Öfkeli bir deniz gibi
Üstünden atma beni
Yazdığın gibi silme
Yumlama parçalama
Ne yapsam kırılmaz diye
İtme koca dağlardan
Gidip gelip ağlatma
Bu bensiz yapamaz de
İçimin derinlerine sakla
Gösterme kimseye beni
Gönlünde tut bırakma
Kuşlara parçalatma
Çöllere koyup dönme
Gözden çıkarma beni
Tam her şeyimi aydınlatırken
Yeter bu kadar deyip sönme
Bir gidip bir gelip
Çocuk gibi oyalama
Korkutma yıldırma beni
Beni sakın bırakma
AFŞİN TİMUÇİN
***************************
Kula kulluk etme! Unutma ki sen de kulsun. Ve kimseye gerektiğinden fazla önem verme! Yoksa, unutulursun." - Necip Fazıl Kısakürek
**********************
"Cömertliğin üç belirtisi vardır: Sözünün eri olmak, gereksiz yere övünmemek ve sorgusuz sualsiz bağışlamaktır."
******************
"Dost gerçekleri.. Düşman işine geleni.. Deli ağzına geleni.. Aşık içinden geçeni söylermiş." /Özdemir Asaf/
*****************************************
Ağlamak İçin Gözden Yaş mı Akmalı
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?
Victor Hugo
***********************************************************
Sevgi ve Sen...
Sevgi ne demek bilen varmı,
Nerden bileceksiniz sevgiyi,
Sevgiden anlarmısın, benim gibi,
Sevgiyi severmisin, benim gibi,
Ama nerden bileceksinki sen sevgiyi,
Benim kadar sevseydin sevgiyi,
Belki o zaman anlardın sevginin önemini....
Yılmaz Güney
*****************************
Sen ağaçların aptalı
Ben insanların
Seni kandırır havalar
Beni sevdalar
Bir ılıman hava esmeye görsün
/ Aziz Nesin
***************************************************
Bitkinin güzelliği tohumdan , insanın güzelliği yüreğinden gelir.
Mevlana
****************************************************
MEMLEKET İSTERİM
Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil,
tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.
Memleket isterim
Ne başta dert
ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.
Memleket isterim
Ne zengin fakir ne sen ben farkı olsun;
Cahit Sıtkı Tarancı
***********************************************************
BİR KİŞİLİK SOKAK
Antakya sokakları dar
Antakya sokakları bir kişilik
Sen giderken ben gelemem
Bir gönlümü bahar almış
Bir gönlümü yaz
Antakya sokakları bir kişilik
Öte git biraz
Ali YÜCE
****************************************************
“Anneni öyle karşıla ki; seni dünyaya getirdiğine sevinsin. Babanı öyle karşıla ki; ömür boyu başka bir evlâda imrenmesin.”
**********************************************
DÖNGÜ
Yaşamak uçsuz bucaksız
Bir denizde sağa sola
Çarparak umarsızca
Kapılıp suların akışına
Tutunamadan bir dala
Döne döne kendi içinde
Yuvarlanıp uzaklara
Çok uzaklara atılmak
Ve bilinmezin içinde
Kaybolup gitmek
Hacer KESKİN
*****************************
Yürümek
Yürümek;
yürümeyenleri
arkanda boş sokaklar gibi bırakarak,
havaları boydan boya yarıp ikiye
bir mavzer gözü gibi
karanlığın gözüne bakarak
yürümek!..
Yürümek;
dost omuzbaşlarını
omuzlarının yanında duyup,
kelleni orta yere
yüreğini yumruklarının içine koyup
yürümek!..
Yürümek;
yolunda pusuya yattıklarını,
arkadan çelme attıklarını
bilerek yürümek...
Yürümek; yürekten
gülerekten yürümek...
Nazım Hikmet
******************************************
Ayrılan
Aşkı doğuran şey nedir;
O yakınlığı iki can arasında?
Ve kopuş ne zaman başlar?
Ne zaman biter bir sevda?
Bir kurt gibi içten içe
Gelişip büyür çürüme
Bir an gelir ki aynı mekandasınızdır
Ayrı duygusal zamanlarda
Ataol Behramoğlu
**************************************
*******************************************
BİNCANLA SEVİYORUM TÜRKİYEMİ
Bin canla seviyorum Türkiye’mi
Dirilir, dirilir de ölürüm ben
Çok özel yaratmış Hak bedenimi
Ancak Türkiye’mle örtünürüm ben.
Sakarya nehrinden Dicle, Fırata
Sağanak, sağanak dökülürüm ben.
Âliyle kardeştir Ökkeş, Rıfat’a
Zengin nüfus, zengin bir kültürüm ben-
İstanbul aşkıyla Fatih olurum.
Dağları Çağlara götürürüm ben
Kocatepe’de mevzi’i bulurum
‘’Akdeniz’i ilk hedef’’görürüm ben.
Söğütlü Osman’ım, kayı boyundan
Kur’an’ aşkıyla büyütülürüm ben.
Çekinmem, korkmam en kötü oyundan
Düşmanın gözünde iz sürürüm ben
Toprağa tohumdur alın terlerim—
Zemzem kadar bereketli, gürüm ben
Resulün ‘’aguş’ açtığı askerim
Ezelden beridir hür, özgürüm ben...
Dört mevsimde çiçek acar bahçemde
Dostluğa, sevgiye gömülürüm ben.
Laz,Kürt,İstanbul kokusu lehçemde
Aruz, aruz kalbe örülürüm ben
Cephede kahraman, devlette memur
Okulda öğrenci görülürüm ben
Çalışmamla olur vatanım mamur
Takdirde edilir, övülürüm ben.
Misafir perverim, ikramım boldur
Bir lokma ekmeği bölüşürüm ben.
Mevlana’yla, Yunus gittiğim yoldur.
Yaratılmışı hep hoşgörümüm ben
ORHAN AFACAN
*************************************
*****************************************************
SEVGİYLE..
Sevgiyle yoğrulmamışsa yüreğin
Tekkede , manastırda eremezsin
Bir kez gerçekten sevdin mi dünyada
Cennetin cehennemin üstündesin
Bir sır daha var , çözdüklerimden başka
Bir ışık daha var , bu ışıklardan başka
Hiç bir yaptığınla yetinme , geç öteye !
Bir şey daha var , bütün yaptıklarından başka
Ömer Hayyam
*************************************************
merhaba
Yeni bir güne merhaba..
Umutsuzluklar, hüzünler dünde kalsın..
Güne ümitle başlayın...
Sizi sevmeyenler,
Size değer vermeyenler
... Size acı çektirenler için,
Kendinizi yıpratmayın..
Sizler sevdikleriniz,
Sevenleriniz için değerlisiniz..
Ve onlar için gereklisiniz..
Sizler değerlisiniz canlar..
Sizleri çok seviyorum..
Haydi gülümseyin..
Güne merhaba deyin.
YANARIM
Pencereden yola bakıp bekledim
Sabırlar üstüne sabır ekledim
Tüm suçları gençliğime yükledim
Senle geçen günlerime yanarım
Bülbüldüm başka dala konmadım
Karanfile tatlı dile kanmadım
İncilere mala mülke yanmadım
Senle geçen günlerime yanarım
Depremleri ninni diye savundum
Zehir içtim bal diyerek avundum
Dizlerimi döve döve ovundum
Senle geçen günlerime yanarım
Adındaki her kelime her hece
Kar yağdırdı düşlerime her gece
Kuruyup gözlerim yaşlar bitince
Senle geçen günlerime yanarım
Abidin GÜNEYLİ - MERSİN
VE BEN ŞİMDİ
Küçük bir kız deniz kenarında
Küçük bir kız gözleri denizde
Deniz gözlerinin içinde kızın
Kız küçük deniz engin
Deniz derin
Küçük bir kız deniz kenarında
Ellerde yok olmuş umutlar
Yok olup gitmiş
Yetiştirdiği günleri kendinden
Kız şimdi biraz daha büyük
Kız şimdi biraz daha kendinden emin
Deniz ve küçük bir kız
Deniz ve söylenmeyen sözler
Oysa farkında deniz
Gözlerin
Farkında deniz
Gözlerin
Susuyor
Küçük kız şimdi
Susuyor
Ve ağlıyor
O ağlıyor
Deniz ağlıyor
Kız şimdi
Deniz şimdi
Ve ben şimdi
Ahmet Yılmaz TUNCER
ZOR
Ne kadar zordur aslında sevipte seviyorum diyememek.
Görüp görmemezlikten gelmek,
yaşadığını bilipte benim için öldü demek...
-Can YÜCEL-
NEDEN DEĞİŞTİN
Yüzünü çevirme kaşını çatma
Gönül köprüsünden sulara atma
Çizgiler eserin derde dert katma
Ben zaten yanmışım bir de sen yakma
Sevgi urbasını hiç ölçüp biçme
Kızıyorum diye kahredip içme
Güzeller içinden rast gele seçme
Ben zaten yanmışım bir de sen yakma
Duyguların sanki kış uykusunda
Dalıp gittin sevgi okyanusunda
Acaba nelerdi kalan usunda
Ben zaten yanmışım bir de sen yakma
Denizhan YILDIZAN
AN
Gülüş bir yanaşım'dır bir öbür bir kişiye;
Bir'den iki kişiyi döndürür bir kişiye..
Anılarından kale yapıp sığınsa bile,
Yetmez yalnız başına bir ömür bir kişiye.
Özdemir Asaf
Sen sus Osman !
Ali’yi konuşturmayanlar,
Ömer’e saldıranlar
Ebubekir’i susturanlar
Mustafa’ya dil uzatanlar
Allah’ı kalplerinden çıkaranlar
Peygamber’i unutanlar
Anlaşılıyor ki sana da kötülük yapacaklar...
Bilgin, ahlâkın, inancın korkutuyor onları
Dürüstlüğün, ilkelerin, ülkülerin kabul görmüyor
Meydanı boş bulanlar, haramı helâl sayanlar
Günahları servet gibi sırtlarında taşıyanlar
Seni asla anlayamayacaklar.
Sevgi, saygı, insanlık gibi unsurları
Kalplerinden atanlara
Adaleti, ölçüyü, merhameti, onurlu yaşamayı akıllarından çıkaranlara
Şehirleri, gönülleri ruhları, değerleri talan edenlere
Tepki göstermen ve engel olman oldukça anlamsız...
Vakit kaybetmeden gir odana
Kapılarını ve pencerelerini iyice kapa
Perdelerini çek…
Yat sırt üstü içi talaş dolu bir yatağa…
Onların haksızlıklarla, hırsızlıklarla
Elde ettikleri villalarda rahatça, keyiflice, zevklenerek
Hayat sürmelerini kolaylaştır…
Sana hakkın olan emekli maaşını dahi çok görenlere
Sen krallar gibi yaşama fırsatı ver…
Başkalarının düdüğü ya da şakşakçısı olamayacağına göre
Bir kenara çekil, olup biten olumsuzluklar karşısında sesini çıkarma,
Yıkımları, felaketleri, yozlaştırmaları hiç umursama!
Sen sus Osman !
Ali’yi konuşturmayanlar,
Ömer’e saldıranlar
Ebubekir’i susturanlar
Mustafa’ya dil uzatanlar
Allah’ı kalplerinden çıkaranlar
Peygamber’i unutanlar
Anlaşılıyor ki sana da kötülük yapacaklar...
Üzeyir Lokman ÇAYCI
Ankara, 10.09.2011
Özlem
Özlem sevdaya yürek açmaktır
Özlem açılan yürekte hayat bulmaktır
Özlem aynı heyecanla canana ulaşmaktır
Özlem yoklukta var olmaktır
Özlem uzandığında tutmaktır
Özlem geceyi gündüz gündüzü gece yapmaktır
Özlem sevgiye koşulsuz bağlanmaktır
Özlem kavrulup yanmaktır
Özlem ne uzak ne yakındır
Özlem her anında sevdiğini anmaktır
Özlem kalbini sorgusuz açmaktır
Ve ben
Karşılık beklemeden
Kalbime ruhuma hayat veren
Gecemi gündüz eden
Her anımda
Yanımda hissettiğim
Düşündüğüm
Düşündüğünü bildiğim
Gülümsemeyi
Gülümsetmeyi
Sevmeyi
Sevgiye değer vermeyi
Öğreten
Beni benden alıp götüren
Pırlanta yürekli meleği
Özlüyorum
Çok özlüyorum
Ünal Kar
ODAM YALNIZLIĞIM VE BEN
Ellerin değdiğinde
Susarım
Susarım çaresizimdir
Ellerin değdiğinde
Korkarım
Korkarım sensizimdir
Karşı koyamam
Bilirim sana hasretimi
Ve özlemimi
Aklıma gelir işte o zaman
Odam yalnızlığım ve ben
Ahmet Yılmaz TUNCER
ANNE
Ne gençliğin bildi, ne kadınlığın,
Yaşadı yıllarca, hep bizim için.
Farkında değildi aydınlığının,
Işıdı yıllarca, hep bizim için.
O'na "Melek" dedik ve O'na "Ana",
Gönüllü yöneldi, her bir soruna,
Yükleyip her şeyi küçük omzuna,
Taşıdı yıllarca, hep bizim için...
Tahsin ÖZDEN
Ansızın
Ben sensiz olanlara seni aratıyorum,
Ben sensiz kalanlara seni yaratıyorum,
Seni saklayacağım, seni yazıp-andıkça
Kendimi çoğaltıyor, seni kuşatıyorum.
Unutturmayacağım, seni yaşatacağım,
Kendimi çoğalttıkça, seni kuşatacağım,
Her zamanda, her yerde sen bende yaşadıkça...
Sen evreninde sana seni aratacağım.
Özdemir ASAF
EYLÜL DE GEL
Tatil geldiği zaman
Ağlarım ben inan
Gidiyorsun işte
Arkana bakmadan
Nasıl geçer bu yaz
Ne olur bana yaz
Sen, sen, sen
Sen bir ömre bedel
Yok, yok, yok
Gitme, gitme gel
Eylül de gel
Okul yolu sensiz
Ölüm kadar sessiz
Geçtim o yoldan dün
İçim doldu hüzün
Yapraklar solarken
Adını anarken
Bekletme ne olur
Gelmek zamanı gel
Yok, yok, yok
Gitme, gitme gel
Eylül de gel
Eylül de okul yoluna
Konuşmadan yürüyelim
Gireyim koluna
Görenler dönmüş
Hem de mutlu diyecekler
Ağaçlar sevinçten başımıza
Konfeti gibi yaprak dökülecekler
*** ** ** *****
CAN YÜCEL DEN GÜZEL SÖZLER
**İlle de bir şeyleri sahipleneceksen, çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.”
**“Gitmek gerekir bazen, fazla yormadan, daha çok bıktırmadan. Eğer vaktiyse, ardına bile dönüp bakmadan.” gideceksin....
**“Fazla kurcalamayın hayatı. Vicdanınız temizse, yüreğiniz de güzelse.. Yaşayın gitsin işte.”
****
TÜRKÇEMİZ
Annenden öğrendiğinle yetinme
Çocuğum, Türkçeni geliştir.
Dilimiz öylesine güzel ki
Durgun göllerimizce duru,
Akar sularımızca coşkulu…
Ne var ki çocuğum,
Güzellik de bakım ister!
Önce türkülerimizi öğren,
Seni büyüten ninnilerimizi belle,
Gidenlere yakılan ağıtları…
Her sözün en güzeli Türkçemiz de,
Diline takılanları ayıkla,
Yabancı sözcükleri at!
Bak, devrim ne güzel!
Barış, ne güzel!
Dayanışma, özgürlük…
Hele bağımsızlık!
En güzeli, sevgi!
Sev Türkçeni, çocuğum,
Dilini sevenleri sev!
Rıfat ILGAZ
**
UYUM
boşluğa bulut buluta yağmur
yağmura toprak ne güzel uymuş
gündüze güneş güneşe tarla
tarlaya başak ne güzel uymuş
başağa buğday buğdaya insan
insana emek ne güzel uymuş
emeğe eylem eyleme yürek
yüreğe sevgi ne güzel uymuş
Bülent Ecevit
***
Memleket İsterim
Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.
Memleket isterim
Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.
Memleket isterim
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.
Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikayet ölümden olsun.
Cahit Sıtkı Tarancı
**
Nicedir Özlemişim
nicedir özlemişim
bu rüzgarı
hani doğu`dan eser
bahar akşamları
nicedir özlemişim
bir elma ağacının
dibine oturmayı
nicedir özlemişim
şoseleri,dağları
nicedir özlemişim
bir dosta sarılıp
ağlamayı
Ataol Behramoğlu
**
Hâtıralar
Bilmem ki hâtıralar,
Ne istersiniz benden,
Gelir gelmez sonbahar?
Bu kanad çırpış neden?
Cama vuracak ne var
Ey eski hâtıralar
Sanmayın güller açar,
Bülbül değildir öten;
Bu rüzgâr başka rüzgâr
Ne istersiniz benden,
Bilmem ki hâtıralar,
Gelir gelmez sonbahar?
Cahit Sıtkı Tarancı
**
HAYAT
Hayat bize mutlu olma şansı vermedi sevgili,
biz kendimizden başka herkesin üzüntüsünü üzüntümüz acısını acımız yaptık çünkü.
Dünyanın öbür ucunda hiç tanımadığımız bir insanın göz yaşı bile içimizi parçaladı.
Kedilere ağladık, kuşların yasını tuttuk...
Yüreğimizin zayıflığı kimi zaman hayat karşısında bizi zayıf yaptı. Aslında ne güzel şeydir insanın insana yanması sevgili...
Ne güzeldir bilmediğin birinin derdine üzülebilmek ve çare aramak. Ben bütün hayatımda hep üzüldüm, hep yandım.
Yaşamak ne güzeldir be sevgili...
Sevinerek, severek, sevilerek, düşünerek...
Ve o vaz geçilmez sancılarını duyarak hayatın...
Yılmaz Güney
******
Umut Yaprakları
Öyle bir ilkyaz ol ki korkut yaprakları,
Öyle bir son yaz ol ki tut yaprakları,
Sararıp dökülürken güz rüzgarlarında
Ardında savrulsunlar, unut yaprakları.
Sevinçlerinde onlar vardı, hüzünlerinde onlar
Seninle yeşerdiler, seninle soldular..
Olsunlar senden sonra da umut yaprakları.
Özdemir Asaf
******
Kanadı Kırık Bir Akşam
Gün bitti lambayı hazırla;
Işık kalmadı girecek odamıza
Çek perdeleri sevdiceğim;
Kanadı kırık bir akşam
Zonkluyor durmadan dışarda.
Sen bugünden yarına
Birazcık umut sakla
Yarın farklıdır bugünden,
Adı değişir hiç olmazsa,
Kara bir suyu
Geçiyoruz şimdilerde
Basarak yosunlu taşlara.
Sen bugünden yarına
Birazcık umut sakla
Gün bitti sevdiceğim;
Geriye kalan posa.
Bu serin güz akşamında
Geç otur karşıma sessizce,
Devam et ördüğün hırkaya.
METİN ALTIOK
****
Sarıl Bana
Bu yaşıma geldim içimde bir çocuk hala
Sevgiler bekliyor sürekli senden.
İnsanın bir yanı nedense hep eksik
Ve o eksiği tamamlayayım derken,
Var olan aşınıyor zamanla.
Anamın bıraktığı yerden sarıl bana.
Anıların kar topluyor inceden,
Bir yorgan gibi geçmişimin üstüne.
Ama yine de unutuş değil bu,
Sızlatıyor sensizliği tersine.
Senin kim olduğunu bile bilmezken.
Sevgiden caydığım yerde darıl bana.
Metin Altıok
******
Şiirde
Önce şiirde sevdim kavgayı
Özgürlüğü kelime kelime şiirde
Mısra mısra sevdim yaşamayı
Öfkeyi de sevinci de
Senin ışıklı günlerin
Benim iyimser dostlarım
Hepsi hepsi şiirde
Ne varsa yitirdiğim
Bütün bulduklarım şiirde
Kafiyeden önce gelen
Sevgilerimiz mi sade
Sürgün de var
Hapis de
Rıfat Ilgaz
**
Maviye
Maviye çalar gözlerin,
Yangın mavisine
Rüzgarda asi,
Körsem,
Senden gayrısına yoksam,
Bozuksam,
Can benim, düş benim,
Ellere nesi?
Hadi gel,
Ay karanlık...
İtten aç,
Yılandan çıplak,
Vurgun ve bela
Gelip durmuşsam kapına
Var mı ki doymazlığım?
İlle de ille
Sevmelerim,
Sevmelerim gibisi?
Oturmuş yazıcılar
Fermanım yazar
N'olur gel,
Ay karanlık...
Dört yanım puşt zulası,
Dost yüzlü,
Dost gülücüklü
Cıgaramdan yanar.
Alnım öperler,
Suskun, hayın, çıyansı.
Dört yanım puşt zulası,
Dönerim dönerim çıkmaz.
En leylim gecede ölesim tutmuş,
Etme gel,
Ay karanlık...
Ahmed ARİF
*************************
Niğde`den
Evimden karlı dağlar görünür Niğde`de
Baktıkça hüzünlenir, efkarlanırım
Sığmaz bu dağlara kaderim, sığmaz
Dayanılır dert değil bu Tanrım
Niğde bir taş yığını, toprak yığını
Bir gök var burada denize benzer
Ben denizlerin aşığı adam
Bana uzak denizler
Evimizin önünde pazar kurulur her hafta
Ben ecelle can pazarlığındayım
Günlerimi aydınlatan güneş değil
Karanlık gecelerin en karanlığındayım
Gönlümde eser rüzgarları Niğde`nin
Bir gariplik çöker üstüme her akşam
Düşündükçe ağlamak gelir içimden
Ağlayamam
Penceremden kimsesiz mezarlar görünür
Ve karşıda ağaçlar içinden tren yolu geçer
Sahillere, sahillere doğru trenler
Dolu dopdolu geçer
Velhasıl bir garip adamım ki Niğde`de
Ömrümüm otuzuncu, evimin beşinci katındayım
Sormayın günlerimin nasıl geçtiğini
Başka sefere anlatayım
Ümit Yaşar Oğuzcan
**
UZAKTAN SEVİYORUM SENİ
uzaktan seviyorum seni
kokunu alamadan,
boynuna sarılamadan
yüzüne dokunamadan
sadece seviyorum
öyle uzaktan seviyorum seni
elini tutmadan
yüreğine dokunmadan
gözlerinde dalıp dalıp gitmeden
şu üç günlük sevdalara inat
serserice değil adam gibi seviyorum
öyle uzaktan seviyorum seni
yanaklarına sızan iki damla yaşını silmeden
en çılgın kahkahalarına ortak olmadan
en sevdiğin şarkıyı beraber mırıldanmadan
öyle uzaktan seviyorum seni
kırmadan
dökmeden
parçalamadan
üzmeden
ağlatmadan uzaktan seviyorum
öyle uzaktan seviyorum seni;
sana söylemek istediğim her kelimeyi
dilimde parçalayarak seviyorum
damla damla dökülürken kelimelerim
masum beyaz bir kağıtta seviyorum
CEMAL SÜREYYA
*********************************
SEBEP
Sebep gözün kör olsun.
Bütün bal arıları bana küstü,
Sırrını açmıyor petekler.
Beni düşünmez oldu güzel çiçekler.
Gök maviliğinden göndermiyor,
Çocukluk rüyalarımı aynalar çaldı
İstiyorum, geri vermiyor.
Ninnilerin bahçesinden kovuldum
Sabahı kapımın eşiğinde,
Bir bebek gibi ağlar buldum.
Sebep gözün kör olsun,
Sevgilisiz kaldım işte…
YAŞAR KEMAL
*******
DİYEMİYORUM
Ne var ne yok
Diye soruyorsun
Özledim seni diyemiyorum
Bakıp kalıyorum
Öylece gözlerine
Sen anla gözlerimden diye
Dilime bir lal vuruluyor
Susmak istiyorum
Koşmak istiyorum
Koşamıyorum
Sana doğru
İyiyim demek istiyorum
Diyemiyorum
Çünkü iyi değilim
Hep sensizlik var yanım da
N.Nahide
*** ** **
Yaşamda üç kapı vardır. Birinci kapı inanmak, ikinci kapı istemek, üçüncü kapı harekete geçmektir. Bu kapıların anahtarı ise kendine soru sormaktır. İşte bunu bugün yapmalısınız. Kendinize yeni idealler belirlemekten korkmayın.
Ben Eylül Sen Haziran
Bir eylüldü başlayan içimde
Ağaçlar dökmüştü yapraklarını
Çimenler sararmıştı
Rengi solmuştu tüm çiçeklerin
Gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı
Katar gidiyordu kuşlar uzaklara
Deli deli esiyordu rüzgar
Dağılmıştı yazdan kalan ne varsa
Yaşanmamış bir mevsim gibiydi bahar
Neydi o bir zamanlar
Sevmişliğim, sevilmişliğim
O heyheyler, o delişmenlikler neydi
Ne bu kadere boyun eğmişliğim
Ne bu acıdan korla
Ümit Yaşar Oğuzcan
***
Sonbahar.
Sonbahar-ki acının değişmez dipnotudur-
Sesinin solgun göğünde
Küçük bir yıldızla bir harfi tutuşturur.
Savrulur her yana kavruk kelimelerle,
Yüreğini acıyla buruşturur.
Bakışının pasıyla zırhlanan dünya,
Binlerce pıtrak yapıştırır yüzünün kumaşına
Sonbahar-ki doyumsuz bir aşkın sonudur.
Metin Altıok
**
Sevgi Duvarı
sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa
kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi
dilimizde akşamdan kalma bir küfür
salonlar piyasalar sanat sevicileri
derdim günüm insan içine çıkarmaktı seni
yakanda bir amonyak çiçeği
yalnızlığım benim sidikli kontesim
ne kadar rezil olursak o kadar iyi
kumkapı meyhanelerine dadandık
önümüzde altınbaş altın zincir fasulye pilakisi
aramızda görevliler ekipler hızır paşalar
sabahları açıklarda bulurlardı leşimi
öyle sıcaktı ki çöpçülerin elleri
çöpçülerin elleriyle okşardın beni
yalnızlığım benim süpürge saçlım
ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi
baktım gökte bir kırmızı bir uçak
bol çelik bol yıldız bol insan
bir gece sevgi duvarını aştık
düştüğüm yer öyle açık seçik ki
başucumda bir sen varsın bir de evren
saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi
yalnızlığım benim çoğul türkülerim
ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi
Can Yücel
*********************
Çok Üşümek
Bir Kalır uzun resimlerde anısı sakallarımızın
Urban içinde Üşüyüp Üşüyüp kaldığımızın
Bir Kalır yanık yağlar yataklarda o oteller
Meydanlar heykeller sizin olmadığınız o her yer
O çok yalınç gerçekli gelip gitmeler
Bir Kalır uzun duvarlar ve onların dipleri
Bir Kalır Yılgın Adamların hep "Evet" dedikleri
Çok üşürdük hep üşürdük üşümekti bütün yaşadığımız
Üşürdü ellerimiz aşkımız sonsuz uzun sakallarımız
Tükenir dağınık diriliği kaşıntımızın bir gün
Bir Kalır uzun kitaplarda anısı çok Üşüdüğümüzün
Turgut Uyar
***
Şimdi Gel
Sevdaydı bulduğum sende,
Sende buldum senden geçtim.
Terk ettim sanma sakın;
Yeni bir hızla bilendim,
Çağıldayan özgür sesinde.
Şimdi gel durdurma beni.
Çünkü sevda bir nehirdir,
Akar insan bütünlüğüne.
Türlü kollar alarak
Katar onları benliğine.
Yürekten yüreklere yönelir.
Şimdi gel dondurma beni.
Metin Altıok
***
Bilsem Ki...
Bu ayaklar benden hesap soracak,
Bir düşüncenin peşinden dolaştırdım sokak sokak ,
Bu baş, bu eğilmez baş da öyle
Bazı sarhoş ,bazı yorgun
Her zaman bir yastığa hasret!
Bu ciğer de hesap soracak,
Esirgedim, güneşini, havasını
Bu ağız bu dişler, bu mide...
Ne ikram edebilirim ki bol keseden
Bu bilekler de hesap soracak,
Göz yumdum çektikleri eziyete.
Bilsem ki kimsenin parmağı yok
Bu sürüp giden işkencede;
Kılım bile kıpırdamadan bir sabah
Çekerdim darağacına çekerdim kendimi
Bilsem ki suç bende!..
Rıfat Ilgaz
***
Suskun
Sus, kimseler duymasın,
Duymasın, ölürüm ha.
Aymışam yarı gece,
Seni bulmuşam sonra.
Seni, kaburgamın altın parçası.
Seni, dişlerinde elma kokusu
Bir daha hangi ana doğurur bizi?
Ruhum… Mısra çekiyorum haberin olsun.
Çarşıların en küçük meyhanesi bu,
Saçları yüzümde kardeş, çocuksu.
Derimizin altında o ölüm namussuzu…
Ve Ahmedin işi ilk rasgidiyor.
İlktir dost elinin hançersizliği…
Ağlıyor yeşil.
Rüya, bütün çektiğimiz.
Rüya kahrım, rüya zindan.
Nasıl da yılları buldu,
Bir mısra boyu maceram…
Bilmezler nasıl aradık birbirimizi,
Bilmezler nasıl sevdik,
İki yitik hasret,
İki parça can.
Çatladı yüreği çakmaktaşının,
Ağıyor gökkuşaklarının serinliğinde
Çağlardır boğulmuş bir su…
Ağıyor yeşil.
Ahmed Arif
************************
Kadınlar
Hepinizi öyle seviyorum ki.
Siz türlü türlü milletlerin anneleri oluyorsunuz.
Zevk uğruna çocuk doğuruyorsunuz.
Asker olacaklarını,
Karşı karşıya geçip birbirlerini vuracaklarını..
Meşhur olacaklarını..
Dâhi olacaklarını..
Şef olacaklarını düşünmeden
Sevmek, gene sevmek için
Çocuk doğuruyorsunuz.
Her yaşta, hepinizi,
Her yerinizi seviyorum sizin.
Hep böyle bakmak, böyle duymak isteyorum.
Bir elden cümlenizi sevmek, okşamak imkansız.
Resim yapıyorlar,
Şiir yazıyorlar..
Ses besteleyorlar sizin için.
Saz çalıyorlar,
İçki içiyor, sarhoş oluyorlar
Sizin için.
Sizin için..
Özdemir Asaf
***
Dargın mıyız Yoksa
bu sabah uyanırken tam
karşıma çıktın
kara karaydı gözlerinin akları
dargın mıyız yoksa?
sana üryani eriği hoşafı yaptım
yanına domatesli pilav, yemedin
dargın mıyız yoksa?
her bahar erguvanlar içinde yaşardık
bu bahar erguvan görmedim desem yeri
dargın mıyız yoksa?
durdun öyle karşımda, mahzun
bana çok uzaklardan baktın
dargın mıyız yoksa?
CAN YÜCEL
**
ÇOK GÜZEL
Yaşamak güzel şey doğrusu
üstelik hava da güzelse
hele gücün kuvvetin yerindeyse
elin ekmek tutmuşsa bir de
hele tertemizse gönlün
hele kar gibiyse alnın
yani kendinden korkmuyorsan
kimseden korkmuyorsan dünyada
iyi günler bekliyorsan hele
iyi günlere inanıyorsan
üstelik hava da güzelse
Yaşamak güzel şey,
Çok güzel şey doğrusu!
Melih Cevdet Anday
**
DEDİLER
“Senin için yasak dediler.
Yasaklar çiğnenmek içindir, dedim.
Senin için imkansız dediler.
Önemli olan imkansızı başarmak, dedim.
Senin için olmaz dediler.
Dünyada olmayacak şey yok, dedim.
Senin için zor dediler.
Kolay olsaydı değeri olmazdı, dedim…”
Can yücel
**** ** ***
"Tepki göstermeden önce düşün
Harcamadan önce kazan
Eleştirmeden önce bekle
Pes etmeden önce dene
Yargılamadan önce dinle
Ayrılmadan önce hatırla...
Her ne yaparsan yap,
Öncesini bil..."
- Ernest Hemingway
**
SEBEP
Sebep gözün kör olsun.
Bütün bal arıları bana küstü,
Sırrını açmıyor petekler.
Beni düşünmez oldu güzel çiçekler.
Gök maviliğinden göndermiyor,
Çocukluk rüyalarımı aynalar çaldı
İstiyorum, geri vermiyor.
Ninnilerin bahçesinden kovuldum
Sabahı kapımın eşiğinde,
Bir bebek gibi ağlar buldum.
Sebep gözün kör olsun,
Sevgilisiz kaldım işte…
YAŞAR KEMAL
**
YARINLARA BAKMAYACAK MIYIM
“Yenilmişsem
Elim kolum bağlı
Boynumda yağlı ip
Gelip dayanmışsam
darağacına
Dudaklarımda yarın
Gözlerim yarınlarda
Unutmak mı gerek seni?
Kapılar kapalı
Tutulmuşsa gece
kapkara yollar
Sıcacık bir sevgi
sunmayacak mıyım
Insanlara?
Bakmayacak mıyım yarınlara
Seslenmeyecek miyim
Insanlara?”
DENİZ GEZMİŞ
**
LAVINIA
Sana Gitme Demeyeceğim
Üşüyorsun Ceketimi Al
Günün En Güzel Saatleri Bunlar
Yanımda Kal
Sana Gitme Demeyeceğim
Gene De Sen Bilirsin
Yalanlar İstiyorsan
Yalanlar Söyleyeyim
İncinirsin
Sana Gitme Demeyeceğim
Ama Gitme Lavinia
Adını Gizleyeceğim
Sen De Bilme Lavinia
Özdemir Asaf
*** ***
Hayat ön provası yapılmamış bir tiyatro gösterisidir. Bu, alkışı olmayan tiyatronun perdesi kapanmadan; gülün, şarkı söyleyin, dans edin, âşık olun…
Hayatınızın her anını değerlendirin
Charlie Chaplin
***
Ayrılık
Ayrılık şiiri ne kadar yalın
Sevdiğimiz aşk sözcükleri gibi
Kılıçla kesiyor bir hain nokta
Öpüşen virgüllerle akan cümleyi
Nasıl soğuk ayrılığın güneşi
Gölgeli bir çınar olan gövdemin
Dallarını içten kırınca acı
Buzdan bir alçıyla tutuyor beni
Ayrılık sabahı ne kadar beyaz
Ölümün hüzünlü arkadaşı kar
Bana ütülü bir çarşaf hazırlar
Bir karanfil tam yüreğimin üstünde
Onat Kutlar
***
Öyle Uzak Durma Ne Olur
Gözlerindeki kederi öperim
alın kırışığında kanat çırpan sevgiyi
öyle yıkık durma ne olur
akşama düşen gün gibi.
Seni bana getirdikçe güzel
götürdükçe nasıl da acımasız ve soğuk
adımlarını öperim çocuk
öyle uzak durma ne olur.
o büyük sırrını öperim
bir hazine gibi üstüne titrediğin
içindekini güneşini duygularının
geceye düşen o çiy tanelerini.
gülüşünün aylasıyla büyülü
o derin göllerini gamzelerinin
içimde ömrümün yudum yudum yunduğu
o en temiz yerlerini öperim
Şükrü Erbaş
***
DEDİLER
Senin için yasak dediler.
Yasaklar çiğnenmek içindir, dedim.
Senin için imkansız dediler.
Önemli olan imkansızı başarmak, dedim.
Senin için olmaz dediler.
Dünyada olmayacak şey yok, dedim.
Senin için zor dediler.
Kolay olsaydı değeri olmazdı, dedim…
Can yücel
**
SEN BİLE
Herkes seni sen zanneder,
Senin sen olmadığını bile bilmeden,
Sen bile.
Seni ben geçerken
Derim ki;
Saati sorduklarında
Onu "O"geçiyordur.
Kimse anlam veremez
Tamir ettirmedin gitti derler şu saati
Ettirmek istiyor musun demezler
Bir bozuk saattir yüreğim,
Hep sende durur.
Turgut Uyar
**
Eylül'dü
Dalından kopan yaprakların
Sararan yanlarına yazdım adını
Sahte bir gülüşten ibarettin oysa.
Ve hiç bilmedin ellerimin soğuğunu.
Eylül'dü.
Di'li geçmiş bir zamandı yaşadığımız
Adımlarımızın kısalığı bundandı..
Cemal Süreya
**
Ben Eylül Sen Haziran
Bir eylüldü başlayan içimde
Ağaçlar dökmüştü yapraklarını
Çimenler sararmıştı
Rengi solmuştu tüm çiçeklerin
Gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı
Katar gidiyordu kuşlar uzaklara
Deli deli esiyordu rüzgar
Dağılmıştı yazdan kalan ne varsa
Yaşanmamış bir mevsim gibiydi bahar
Neydi o bir zamanlar
Sevmişliğim, sevilmişliğim
O heyheyler, o delişmenlikler neydi
Ne bu kadere boyun eğmişliğim
Ne bu acıdan korla
Ümit Yaşar Oğuzcan
*** ***
Yaşamak Direnmektir, Sevmek Güvenmektir. Unutma; İnsan Çoğu Zaman Dünyanın Hakimi, Bazen de Küçük Bir Kalbin ESİRİDİR...!
**
Hayatta Ben En Çok Babamı Sevdim
Hayatta ben en çok babamı sevdim.
Karaçalılar gibi yerden bitme bir çocuk
Çırpı bacaklarıyla ha düştü, ha düşecek
Nasıl koşarsa ardından bir devin,
O çapkın babamı ben öyle sevdim.
Bilmezdi ki oturduğumuz semti,
Geldi mi de gidici hep, hep acele işi!
Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi.
Atlastan bakardım nereye gitti,
Öyle öyle ezber ettim gurbeti.
Sevinçten uçardım hasta oldum mu,
40'ı geçerse ateş, çağırırlar İstanbul'a,
Bi helalleşmek ister elbet, diğmi, oğluyla!
Tifoyken başardım bu aşk oyununu,
Ohh dedim, göğsüne gömdüm burnumu.
En son teftişine çıkana değin
Koştururken ardından o uçmaktaki devin,
Daha başka tür aşklar, geniş sevdalar için
Açıldı nefesim, fikrim, can evim.
Hayatta ben en çok babamı sevdim.
CAN YÜCEL
**
ÜÇ HARF
Üç harf yan yana
Kaç şekilde gelir bilir misin?
Aşk dersin...
Sen dersin... ben dersin...
Sen ben biter; biz dersin...
Gün gelir git dersin.
Peki dur kelimesinden haberdar değil misin?
Dur demeyi bilmez misin?
Git demek kolay
Kal diyecek kadar yürekli misin?
C.anYücel
(Ağustos ayı, O'nun hem doğduğu hem de ebedi âleme göçtüğü ay. Biz de ağustos ayında şiirleriyle analım istedik Can Baba'yı…)
** **
SORGULA
azandıkça bölüşemiyorsan ELİNİ sorgula.
Konuştukça kırıcı oluyorsan DİLİNI sorgula.
Yürüdükçe menzilden çıkıyorsan YOLUNU sorgula.
Ömür geçtikçe yerinde sayıyorsan GÜNÜNÜ sorgula.
Sevildikçe vefasızlaşıyorsan GÖNLÜNÜ sorgula.
Hangi hâlde olursan ol SONUNU sorgula...!
Hz.Mevlana
***
KENDİME ÖĞÜT
Uslanma hiç hep deli kal
Büyüme sakın çocuk kal
Es deli deli böyle kal
Son harmanında sevdanın
Tüken toz toz savrula kal
Suçüstü bulmalı ölüm
Ölürken de sevdalı kal ...
Aziz NESİN
***
KADERSİZ
Mezarıma taş dikmeyin
Toprağıma GüL ekmeyin
Adıma sela VERMEYİN
öldüğü mü bilmesinler
Gömün dağların başına
yamacından geçmesinler
Derdim ile bir kefene
girdiğimi bilmesinler
Garip geldim garibim Ben bilirim ki
Kadersizim ben
Kimsesizim ben
sevdiklerim yok yanımda
kadersizim ben…
GÜL
** ** ** **
Zaman... Bekleyene uzun. Kaçana hızlı.. Acı çekene bitimsiz... Ölene sonsuz... Kalana dipsiz kuyu.... Yarası kabuk tutana huzurlu... Gence ayrı ,yaşlıya ayrı... Gündüz başka ,gece başka... Yazın sıcak , kışın ayaz... Ama sevene zaman, HİÇ........
***********************************
Suskun
Sus, kimseler duymasın,
Duymasın, ölürüm ha.
Aymışam yarı gece,
Seni bulmuşam sonra.
Seni, kaburgamın altın parçası.
Seni, dişlerinde elma kokusu
Bir daha hangi ana doğurur bizi?
Ruhum… Mısra çekiyorum haberin olsun.
Çarşıların en küçük meyhanesi bu,
Saçları yüzümde kardeş, çocuksu.
Derimizin altında o ölüm namussuzu…
Ve Ahmedin işi ilk rasgidiyor.
İlktir dost elinin hançersizliği…
Ağlıyor yeşil.
Rüya, bütün çektiğimiz.
Rüya kahrım, rüya zindan.
Nasıl da yılları buldu,
Bir mısra boyu maceram…
Bilmezler nasıl aradık birbirimizi,
Bilmezler nasıl sevdik,
İki yitik hasret,
İki parça can.
Çatladı yüreği çakmaktaşının,
Ağıyor gökkuşaklarının serinliğinde
Çağlardır boğulmuş bir su…
Ağıyor yeşil.
Ahmed Arif
**************
***Allah hepinize değiştirebileceğiniz şeyler için cesaret, değiştiremeyecekleriniz için sabır, her ikisini algılayabilmeniz için akıl ve gerçek dostlar versin…
************************************************************
ÜÇ HARF
Üç harf yan yana
Kaç şekilde gelir bilir misin?
Aşk dersin...
Sen dersin... ben dersin...
Sen ben biter; biz dersin...
Gün gelir git dersin.
Peki dur kelimesinden haberdar değil misin?
Dur demeyi bilmez misin?
Git demek kolay
Kal diyecek kadar yürekli misin?
Can Yücel
Sarıl Bana
Bu yaşıma geldim içimde bir çocuk hala
Sevgiler bekliyor sürekli senden.
İnsanın bir yanı nedense hep eksik
Ve o eksiği tamamlayayım derken,
Var olan aşınıyor zamanla.
Anamın bıraktığı yerden sarıl bana.
Anıların kar topluyor inceden,
Bir yorgan gibi geçmişimin üstüne.
Ama yine de unutuş değil bu,
Sızlatıyor sensizliği tersine.
Senin kim olduğunu bile bilmezken.
Sevgiden caydığım yerde darıl bana.
Metin Altıok
**************************************************************
Kadındılar
Kadındılar hep onlardan istendi
Ağırdı kaldırdılar
Taşlıydı, bırakılsa elleri
Düşer kalırdılar.
İtilmiş gündüzlerde
Çoğu ancak gecelerde vardılar
Çağrıldıkça geçici
Fısıltılara kandılar.
Onlar bütün yatışlardan
Biraz korku biraz umut kalkardılar
Dendi istemiyorum güçleriydi oysa
Bütün yalnız kaldılar.
İstenseydi ağrılı bir sütü
Mutlu sevinçli sağardılar
Dölsüz bir süre eğrelti yeşili
Bakır sıcaklar geldi soldular
Kıskançtılar, onurlu
Baktılar başlar öne eğiliyor
Hırçın atların terkisinde
Yalçın dağlara kaçtılar.
Behçet Necatigil
******************************************************
Ben Eylül Sen Haziran
Bir eylüldü başlayan içimde
Ağaçlar dökmüştü yapraklarını
Çimenler sararmıştı
Rengi solmuştu tüm çiçeklerin
Gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı
Katar gidiyordu kuşlar uzaklara
Deli deli esiyordu rüzgar
Dağılmıştı yazdan kalan ne varsa
Yaşanmamış bir mevsim gibiydi bahar
Neydi o bir zamanlar
Sevmişliğim, sevilmişliğim
O heyheyler, o delişmenlikler neydi
Ne bu kadere boyun eğmişliğim
Ne bu acıdan korla
Ümit Yaşar Oğuzcan
EYLÜL
sen gelirsen
1 eylül barış günü gerçek olur
9 eylül İzmir yeniden kurtulur
11 eylül Amerika kapitalizmi yerle bir
12 eylül bu defa ülkemde devrim olur
sen gelirsen
eylül de hayat olur
Yusuf İçel
******************************************************
ANNE
Bırak kalsın masada ekmek,
testide su
Ayna puslu, pencere camı kirli
Bırak kalsın saçların dağınık,
Gözlerin uykulu.
Saksıdaki çiçek susuz, kedi
yalını bekler bir köşede
Bırak kalsın meyve ağaçta,
kırlangıç havada
Dama düşen ince yaz yağmuru…
Yoruldun artık, bütün gün
Didinip durdun
Toprak bile, gök bile, deniz bile
bir yerde yorulur
Bırak kalsın süpürge duvarda,
sabun kovada
Anne, gel yanıma otur.
Ahmet Erhan
** Ana başa taç imiş , her derde ilaç imiş
Bie evlet pir olsa da anaya muhraç imiş
**Annelerimiz hayattayken değerini bilin !
***************************************************
Bir gün kapına gelsem
Bir karanlık geliyor yokluğunun ardından
Ne zaman güneş batsa bu son gecem diyorum
Vazgeç yalan dünyanın köhne saltanatından
Yetişir bunca keder, bunca elem diyorum.
Her şey sağır içimde ne şiir ne musiki
Dünyadan bezginliğim dünyalar kadar eski
Öylesine çözülmüş, öyle dağılmışım ki
Bu ne bitmez ayrılık bu ne özlem diyorum.
Beni çağırdığını bir defa duyabilsem
Avuçlarımda ateş, yorgun gözlerimde nem
Aşarak denizleri bir gün kapına gelsem
Başımı duvarlara vurup ölsem diyorum
Ümit Yaşar OĞUZCAN
*****************************************************************
ALDANMA
Aldanma cahilin kuru lafına
Kültürsüz insanın külü yalandır..
Hükmetse dünyanın her tarafına
Arzusu hedefi yolu yalandır..
Kar suyundan süzen çeşme göl olmaz
Gül dikende biter diken gül olmaz
Vız vız eden her sineğin balı olmaz
Peteksiz arının balı yalandır..
İnsan bir deryadır ilimle mahir
İlimsiz insanın şöhreti zahir
Cahilden iyilik beklenmez ahir
İşlediği amel hali yalandır..
Cahil okur amma alim olamaz
Kamillik ilmini herkes bilemez
Veysel bu sözlerin halka yaramaz
Sonra sana derler deli yalandır.
Aşık Veysel Şatıroğlu
******** ************** *******
Bu kaçıncı sonbahar?
Şu gönül bahçemde açan kıpkızıl bir gülsün
Dönder de yüzünü bir kez bu yüzüm gülsün
Bir çıkıp gelsen ah, akan gözyaşımı silsen
Nasıl sevinir şu kalbim, nasıl sevinir bir bilsen
Sürünür gezerim sensiz, bu uzak diyarlarda
Geçip gitti seneler, gelmedin bu sonbaharda
Özlenen bir diyar gibi, bir vefalı yar gibi
Çiçekler açtırsan bahçeme, bir serin bahar gibi
Bu kaçıncı yaz geçti, kaç sonbahar bekledim
Soldu bütün yapraklar, sen hala gelmedin
************
Her gün yeni bir başlangıçtır. Derin bir nefes al ve tekrar başla...
Yüreğinizde aralıksız yağan tek yağmur SEVGİ olsun.....
*********************************************************************
BABAM
Arkamda varlığın güven verir bana
Dayanamazsın akan göz yaşlarıma
Ne kadar üzsem seni kızsan da bana
Sevgi dolu evladım demen yeter bana
Sevgi dolu sıcacık güvenle bakarsın
Ufacık bir şeyde başımda sabahlarsın
Zarar gelecek diye hep korkarsın
Sırtımı dayadığım koca çınarsın babam
Geceni gündüzünü unutursun sen
Gözlerim yollarda beklerim ben
Gölgeni görsem koşarım hemen
Gölgesiyle güven verirsin babam
Resul UĞUR/ ÇAMARDI
*** ***
Anne gezindiğin bağ, baba yaslandığın dağdır.
Ömrümün en güzel çağı annen ve babanla olandır.
- Ataol Behramoğlu
*** *** ****
Mücadelen zor! Belki bin kez şüpheye düşeceksin, zorluk zorluk üstüne gelecek ezileceksin ama dayanırsan her istediğini elde edeceksin...
*** *** ***
Asla vazgeçme. Yorulduysan dinlen, kaybettiysen daha çok çalış, kaybolduysan ara, yapamıyorsan yine dene.
***************************************************************
GÜZEL HAVALAR
Beni bu güzel havalar mahvetti,
Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada aşık oldum;
Eve ekmekle tuz götürmeyi
Böyle havalarda unuttum;
Şiir yazma hastalığım
Hep böyle havalarda nüksetti;
Beni bu güzel havalar mahvetti.
ANLATAMIYORUM
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.
ORHAN VELİ KANIK
******
Bu sabah mutluluğa aç pencereni,
Bir güzel arın dünkü kederinden,
Bahar geldi, bahar geldi güneşin doğduğu yerden.
*********
hiç bir şey için geç değildir,
ne hayatınızı değiştirmek için
Ne de mutlu olmak için ~
********************************
DE GÜLÜM
de gülüm! De ki: ela bir günde geleceğim
istanbul darmadağın olacak, saçlarım
darmadağın. Hepsi, darmadağın!
üzülme gülüm! Toparlanacağız, birlikte,
ayağa da kalkacağız, yürüyeceğiz de gülüm
hem de çelikten toprağını dele dele hayatın!
de gülüm! De ki: bitmiştir umut, bitmiştir
sevgi, bitmiştir güven!
güven bana gülüm!
sana bitmemişliği öğretecek, tattıracaktır
hasretten-hakikaten-ten değiştiren yüzüm!
göreceksin gülüm! Bekle!
hırslarımız, acılarımız gitgide ihanetlere
hainlere, ezilmelere alışacak..
göreceksin-sevinçten ağlayacaksın gülüm-ki
işte o vakit bana-doğrudur!-
şair olmak, seni sevmek pek çok yakışacak!
bak! şiirler var, mektuplar var, çocuklar var,
sokaklar var, kediler!
inan bana gülüm, ölüm yok bir tek! ölüm yok bize!
ölüm inananlar için sessizce
kara kapli kitaplardan çıkartılacak..
göreceksin gülüm! Bekle! Göreceksin!
artık hiçbir insan, hiçbir kavga ve hiçbirimiz
bu dünyada, yapayalnız, umarsız kalmayacak!
Küçük İskender
****************************************************************
UYUM
boşluğa bulut buluta yağmur
yağmura toprak ne güzel uymuş
gündüze güneş güneşe tarla
tarlaya başak ne güzel uymuş
başağa buğday buğdaya insan
insana emek ne güzel uymuş
emeğe eylem eyleme yürek
yüreğe sevgi ne güzel uymuş
Bülent Ecevit
***************************************************************************
Ayrılırken
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Perde kapanıyor, film bitiyor işte,
O hiç bitmeyecek sandığımız...
Görüyorsun, konuşacak bir şeyimiz kalmadı.
Sadece bakışlarımızda hüzün.
İşte ayrılık bu; hiç beklemediğimiz...
O ikiz kardeşi ölümün.
Anlıyorum bir daha görüşemeyeceğiz
Bu son buluşmamızdır seninle
Yeni bir hayata başlayacaksın artık
Onunla, o yeni sevgilinle.
Anlıyorum artık o öpecek ellerini
Kulağına aşkı o fısıldayacak
İçinde bir pişmanlıktan başka
Benden eser kalmayacak.
Sigaranı söndür , kalkabiliriz
On adım sonra yollarımız ayrılmalı
Sakın ağlama ve bir şey söyleme bana
İnsan ayrılırken bile büyük olmalı.
Ümit Yaşar OĞUZCAN
Bir gün anlarsın
Birgün anlarsın aslında herşeyin boş olduğunu
Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin
Gün gelir de sesini bir kerecik duymak için
Vurursun başını soğuk taş duvarlara
Büyür gitgide incinmişliğin, kırılmışlığın
Duyarsın ta derinden acısını çaresiz kalmışlığın
Sevmek neymiş birgün anlarsın
Birgün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin
Niçin yaratıldığını
Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini
Uzun uzun seyredersin de aynalarda güzelliğini
Boşuna geçip giden yıllarına yanarsın
Dolar gözlerin için burkulur
Sevmek neymiş birgün anlarsın
*****************************
BEN ŞARHOŞ DEĞİLİM
Söylenenlere inanma
Ben sarhoş değilim korkma diyorum
Bir mum gibi tek başına karanlıklarda yanma
Uzaklardan çıkıp geldi aç kapıları artık
Odalara saklanma.
Ben sarhoş değilim, korkma, diyorum
Beni böyle ağlatan yüreğimdeki gamdır.
Başım gögsüme düşmüşse, sallanıyorsam
Yorgunluğumdandır.
Ben sarhoş değilim, korkma, diyorum
Bir varmış, bir yokmuş gibiyim sanki.
Suçluysam gel bağışla, utandır beni artık
Sensiz yapamıyorum inan ki.
Ben sarhoş değilim, korkma, diyorum
Dökemiyormisam eğer içimi bir bir
Konuşamıyorsam, susuyorsam, gidemiyorsam
Seni sevdiğim içindir.
Ben sarhoş değilim, korkma, diyorum
Beni böyle yapayalnız bırakıp kaçma
Ya gel tut ellerimden geceye karşı
ya hiç kapıları açma
Beni böyle yapayalnız bırakıp kaçma
Ben sarhoş değilim, korkma, diyorum.
Yavuz Bülent Bakiler
******************************************************************************
Sen Gelince
Gece
İyi geceler diler
sen gelince
Sen gelince
Bahar kokusu yayılır
sessizce
Sen gelince gül tadında yaşam başlar
Anlarım
Cemrenin suya düştüğünü
Mimozalar baharı süslerken
Sevdayı ertelemek olmazdı
Eridi dağların karı
yandı yüreğim
sen gelince
Abidin GÜNEYLİ
********************************************************************
BAKIŞ
Bir bakışın kudreti bin lisanda yoktur
Bir bakış bazen şifa bazen zehirli oktur...
Bir bakış bir aşığa neler neler anlatır
Bir bakış bir aşığı saatlerce ağlatır.
Bir bakış bir aşığı aşkından emin eder
Sevişenler daima gözlerle yemin eder...
Victor Hugo
***************************************************
İKİMİZ
ikimizdik, sen ve ben, bir çiçekle
onun tomurcuğu arasında bir yerde;
öylece durur muyduk, ikimiz gibi?
dâima birlikte olurduk hüzünlerde...
Hilmi Yavuz
************************************************************
VURGUNUM
Seneler sürer her günüm,
Yalnız gitmekten yorgunum;
Zannetme sana dargınım,
Ben gene sana vurgunum.
Başkalarına gülsem de,
Senden uzakta kalsam da,
Sevmediğini bilsem de
Ben gene sanavurgunum.
Dağları aşınca başım,
Geri kaldı her yoldaşım,
Gerl sevgilim, gel kardaşım,
Ben gene sana vurgunum.
Gönlüm seninkine yardı,
Aynı şeyleri duyardı;
Ayaklarımız uyardı...
Ben gene sana vurgunum.
Sabahattin Ali
***********************************************************************
Böyle Akşamlar
Çok rahat oluyorum böyle akşamlar
Gök yüzünde ay
Karşımda sen gülüyorsun
İçimde İlk bahar çiçekleri
Parmağımın ucunda muhabbet kuşum
Kanat çırpıyoruz mutluluğa
Ancak böyle akşamlar unutuyorum
Yolsuzluk üçgenlerini
Delik cebimi
Ayaklarımın ıslaklığını
Dünyanın yükü sırtımda
Şair yüreğim dayanmaz
Böyle akşamlar olmasa
ABİDİN GÜNEYLİ- MERSİN
******************************************************************************
HASRET
Yüz yıl oldu yüzünü görmeyeli,
belini sarmayalı,
gözünün içinde durmayalı,
aklının aydınlığına sorular sormayalı,
dokunmayalı sıcaklığına karnının.
Yüz yıldır bekliyor beni
bir şehirde bir kadın.
Aynı daldaydık, aynı daldaydık.
Aynı daldan düşüp ayrıldık.
Aramızda yüz yıllık zaman,
yol yüz yıllık.
Yüz yıldır alacakaranlıkta
koşuyorum ardından
NAZIM HİKMET RAN
************************************************************************
Son Mektup
Senden mektup aldım dün akşamüstü
Postacı kapının altından atmış
Ellerin titremiş yazından belli
Bu bana yazdığın son mektubunmuş
Geçen günlerimiz hep hatırımda
Acılar zamanla unutulurmuş
Özür dilemişsin son satırında
Bu bana yazdığın son mektubunmuş
Benden ayrılmaya karar vermişsin
Bütün resimleri gönder demişsin
Seni sevdiğimi düşünmemişsin
Bu bana yazdığın son mektubunmuş.
*************
*****************************************************************************
ÖZÜMÜZ BELLİ
beynimiz akülü kalbimiz pilli
kimimiz sessiz kimimiz dilli
aslımız topraktır özümüz belli
kimimiz humuslu kimimiz killi
Mehmet Baş
********************************************************************
Akarsuya Bırakılan Mektup
incecikti
gül dalıydı
dokunsam kırılacaktı
dokunmadım
kurudu
gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç
ağaçlar bükmesinler n'olursun boyunlarını
neden akşam oluyorum tren kalkınca
kırlangıçlar birdenbire çekip gidince
mendiller sallanınca neden tıkanıyorum
öyle çok acımasız ki öyle birdenbire ki
az önceki çiçekler nasıl da diken diken
gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç
o sularda çimdik, bitti; köprüleri geçtik, bitti
o elmanın tadı orda, o kuş çoktan öttü, bitti
artık çocuk değiliz, susarak da bir şeyler diyebiliriz
günler devlet alacağı, yıllar bir kadehcik buzlu rakı
oyunlar oyuncaksı, oyuncaklar eski şarkı
kavaklara oklu yürek çizip duran o çakı
nerde şimdi nerde şimdi, nerde o kan sarhoşluğu
gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç
Hasan Hüseyin Korkmazgil |
*****************************************************************************
Canım gözlüm
Aslı adın gibi güzel yürekle
Bekliyorum gözüm yolda merakla
Cehenneme ateş atan kürekle
Katı yürekleri yak mersin gözlüm
Umutlar biterken karanlık yolda
Yol göster sevdaya ışığı bul da
Cennete giderken yanına al da
Katı yürekleri yak mersin gözlüm
Abidin GÜNEYLİ
********************************************************************************
NERE GİTTİN
Nasıl dua etsem sana ulaşır
Yüreğine biraz sevgi bulaşır
Damarında kutsal aşkım dolaşır
Uykularım kaçtı sen nere gittin ?
Tüm sokaklar evin önünden geçer
Kanat takan değil sevenler uçar
Bir bakışın yürek delerek geçer
Uykularım kaçtı sen nere gittin
Gece gündüz seni yolda bekledim
Çayıma kahveme sevgi ekledim
Yürek kartlarıma aşkın yükledim
Uykularım kaçtı sen nere gittin ?
Abidin GÜNEYLİ - MERSİN
******************************************************************************
SON MEKTUPLARIN SONU
Haberim yok duruşundan cisminden
Kaşın gözün yine öyle kara mı
Hiç kimseye söz edemem isminden
Benim gibi kara bağrın yanar mı ?
Ince ağrı gibi kaldın içimde
Şekillendim başka başka biçimde
Ben giderken sevdalılar göçünde
Bakışların karanlığa çıra mı ?
Sana değil kaderime küstüm ben
Talihimi çiğ ipliğe astım ben
Diyemedim felek ile dostum ben
O’ nun ile çoktan açtım aramı
Ayaz’ım ben umudumu yitirdim
Neyim varsa bohça yapıp götürdüm
Gençliğimi hayallerde bitirdim
Göç zamanım bekliyorum sıramı
Ahmet AYAZ - GAZİANTEP
***************************************************************************************
CANIM GİBİSİN
Kızgın güneşlerde seni anarım,
Bir sende tutuşur sende yanarım,
Sevgini söylesen aşka kanarım,
Damarımda kanım, canım gibisin...
Son nefesim olsan zevkle aldığım,
Düşlere aşkınla yatıp daldığım,
Gönlümü eline verip saldığım,
Tenimde sol yanım, canım gibisin...
Gelsem de diz çöksem kalbine insem,
Ölürüm uğrunda bil ki sevginsem,
Boynuna sarılıp koynuna sinsem,
Ömrümde her anım, canım gibisin...
Son nefesim olsan zevkle aldığım,
Düşlere aşkınla yatıp daldığım,
Gönlümü eline verip saldığım,
Tenimde sol yanım, canım gibisin...
Perinur Olgun
**********************************************************************
Ben ne yaptım sana
Beddua etmişsin, gözümün nuru.
Yüzünü çevirme, sevgiye aşka
Bir tek benden bulma, suçu kusuru
Ben ne yaptım sana, sevmekten başka.
Kan kustur kalbime, kes dilim dilim
Uzatsam uzanmaz sana ellerim
Aylar, yıllar geçti, neredesin zalim
Ben ne yaptım sana, sevmekten başka.
Dilinden dökmüşsün, bütün zehrini
Yık haydi, yaptığın gönül şehrini
Sende anla artık, dertli halimi
Ben ne yaptım sana, sevmekten başka.....
İbrahim Değerli
************************************************************************
İÇİMDE BİR SEN VARSIN BİR DE İZMİR
İçimde bir sen varsın bir de İzmir
İçimi ısıtıyorsun
Sen konuşuyorsun gül açıyor İzmir
Kordon geçiyor gözlerimin önünden gelin gibi
Neşeli şarkılar söyleniyor her daim
“Kabasaz'dan İspirtocu Saim”
Sen yakınlarda bir yerlerdesin
İşte şuralarda bir yerde
Tenimi sıcak tutan İzmir gibi
Akşam güneşle batıyor
Denizlerde yakamozlar yanıyor
Görünüyor rakının dibi
Tenimi yakıyorsun İzmir gibi
Perinur Olgun
*********************************
Sözün kıymetini 'arif' olandan. Dilin kıymetini 'lâl' olandan. Gözün kıymetini 'âmâ' olandan. Tokluğun kıymetini 'aç' olandan ÖĞREN !
***************************************************************************************
DONUK AŞK
Yine akşam oldu,
Yalnızlık omuzlarıma çivisini çaktı yine,
Uzaklık aynı gerçi,
Heryerdeyken olan uzaklığın pek değişmedi,
Yine akşam oldu orda olduğu gibi,
Görebiliyorum seni burdan da,
Aynısıydı ordayken de,
Uzaklıktan korkmuyorum belki de,
Orada da aynıydı uzaklık gerçi
Donuklaşmış oldu artık bu,
Bir o kadar da hüzünlü romanlar gibi,
Galiba ben baştan kaybetmişim,
Belki de ben baştan kazanmışım, insanlık kaybetmiş...
Sezai Karakoç
****************************************************************
Yok Gibi Yaşamak
Boğuk bir bakışın oluyor senin
Bir girdap derinliğinde kayboluyor gibiyim
Yok gibi yaşamak bu kalkıp kurtulmak gibi kalabalıktan
Durma bana türkü söyle Anadolu olsun
Susuz dudak gibi çatlak olsun
Karanfil gibi olsun kara çiçek gibi solgun yüzün
Durmadan akıyor kalbim ayaklarına bana karanlık bakma
Ağlıyorum bir karanlık karayel saçlarına
Çekme ülkemden nar yangını gözlerini
Beni bu kentten kurtar beni yalnız ko git beni
Arıyorum arıyorum o ilk çağ ırmaklarında sedef ellerini
Susmam seni ürkütmesin içimde çağlar var bilmelisin
Katı bir yalnızlık bu bilmelisin
Kaçmam kendimi bulmam ben senden yoksunum iyi bilmelisin.
Şu yalnızlık çıkmazında önümde niye sen varsın
Niye herşey bir anda kayıyor sen kayıyorsun
Kalbim niçin bu kadar yabancı sen niye yoksun
Bir sam yüklü geceleri içimden atamıyorum
Niye bunları bir anda unutamıyorum
Hadi tut elimden gök gibi ölü kadar yalnızım
Erdem Bayazıt
********************************************************************************
BEN DEĞİLDİM
Bir aksam ustu pencerenden bakıyordun
Ağır ağır, yollara inen karanlığa.
Bana benzeyen biri geçti evinin önünden.
Kalbin başladı hızlı hızlı çarpmaya..
O gecen ben değildim.
Bir gece, yatağında uyuyordun..
Uyanıverdin birden, sessiz dünyaya.
Bir rüyanın parçasıydı gözlerini açan,
Ve karanlıklar içindeydi odan...
Seni gören ben değildim.
Ben çok uzaktaydım o zaman,
Gözlerin kavuştu ağlamaya, sebepsiz ağlamaya.
Artık beni düşünmeye başladığından
Bıraktın kendini aşk içinde yasamaya..
Bunu bilen ben değildim.
Bir kitap okuyordun dalgın..
İçinde insanlar seviyor, ya da ölüyorlardı.
Genç bir adamı öldürdüler romanda.
Korktun, bütün yininle ağlamaya başladın..
O ölen ben değildim..
ÖZDEMİR ASAF
**********************
Boş boş seviyorum demekle olmaz; göstereceksin sevdiğini, hissettireceksin.. Yapamıyor musun? O zaman yoldan çekileceksin.. - Can Yücel
****************************
De ki kal.. De ki gitme..
Bir adım öte gitmem.
Ama sen yeter ki söyle
Öyle uzaktan bakadurmak da ne öyle..
*************************************
"Yatağına yatınca; yüreğinin sesinden uyuyamıyorsan, anla ki yalnızsın..." - Aziz Nesin
**********************************************************************
AĞLAMA ANNE
Bilirim yokluğum cana dokunur
Hasretimi çekip ağlama anam
Olmasam da evde ismim okunur
Yollarıma bakıp ağlama anam
Mahzun evin barkın bucağın yine
Beni ısıtmadı sıcağın yine
Bu bayram boş kaldı kucağın yine
Gözyaşları döküp ağlama annem
Dilanam of dahi getirmem dile
Sen ki benim için çekerken çile
Bana malum olur görmesem bile
Kaşlarını yıkıp ağlama anam
NEŞE BALIKÇI/ ANKARA
*****************************************************************************
Her şeyi bitirdik
Her şeyi bitirdik bir yalan gibi
Bu aşkı yarına götüremedik
ne günler yaşadık bir roman gibi
Ne yazık sonunu getiremedik
Önce evet dedik bu hayır neden
Biz aşkla başladık bu gurur neden
Ümitler sendendir arzular benden
Ne yazik sonunu getiremedik
Şimdi sen yolcusun meçhul yollara
Şimdi ben yolcuyum başka kollara
Ne desek boş artık geçen yıllara
Ne yazık sonunu getiremedik
Bu aşkı yarına götüremedik.
Ahmet Seçuk İLKAN
******************************************************************
HÜZNÜN KUŞLARI
ben bütün hüzünleri denemişim kendimde
canımla besliyorum şu hüznün kuşlarını
bir bir denemişim bütün kelimeleri
yeni sözler buldum seni görmeyeli
kuliste yarasını saran soytarı gibi
seni görmeyeli
kasketim eğip üstüne acılarımın
sen yüzüne sürgün olduğum kadın
kardeşim olan gözlerini unutmadım
çık gel bir kez daha beni bozguna uğrat
sen tutar kendini incecik sevdirirdin
bir umuttum bir misillemeydin yalnızlığa
şanssızım diyemem kendi payıma
hain bir aşk bu kökü dışarda
olur böyle şeyler ara sıra
olur ara sıra
CEMAL SÜREYA
****************************************************************************
ÖZLEM..
Kime dokunsam sensin
Kimi çağırsa dudaklarım...
Başımın tacı, canım efendim.
Görünmez çığlıklarımı gören
Eğilmez başımı öpensin.
Sen bir deniz derinliğisin
Uslanmak bilmez kederler ülkesi...
Coşup yağan fırtına sessizliğim
Kül kedisi yorgunluğunda kalbim
Masalcı ninesini arıyor
AHMET HAMDİ TANPINAR
******************************************************
SANA SON MEKTUBUMDUR
Beni rüzgâra verme
Öfkeli bir deniz gibi
Üstünden atma beni
Yazdığın gibi silme
Yumlama parçalama
Ne yapsam kırılmaz diye
İtme koca dağlardan
Gidip gelip ağlatma
Bu bensiz yapamaz de
İçimin derinlerine sakla
Gösterme kimseye beni
Gönlünde tut bırakma
Kuşlara parçalatma
Çöllere koyup dönme
Gözden çıkarma beni
Tam her şeyimi aydınlatırken
Yeter bu kadar deyip sönme
Bir gidip bir gelip
Çocuk gibi oyalama
Korkutma yıldırma beni
Beni sakın bırakma
AFŞİN TİMUÇİN
***************************
Kula kulluk etme! Unutma ki sen de kulsun. Ve kimseye gerektiğinden fazla önem verme! Yoksa, unutulursun." - Necip Fazıl Kısakürek
**********************
"Cömertliğin üç belirtisi vardır: Sözünün eri olmak, gereksiz yere övünmemek ve sorgusuz sualsiz bağışlamaktır."
******************
"Dost gerçekleri.. Düşman işine geleni.. Deli ağzına geleni.. Aşık içinden geçeni söylermiş." /Özdemir Asaf/
*****************************************
Ağlamak İçin Gözden Yaş mı Akmalı
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?
Victor Hugo
***********************************************************
Sevgi ve Sen...
Sevgi ne demek bilen varmı,
Nerden bileceksiniz sevgiyi,
Sevgiden anlarmısın, benim gibi,
Sevgiyi severmisin, benim gibi,
Ama nerden bileceksinki sen sevgiyi,
Benim kadar sevseydin sevgiyi,
Belki o zaman anlardın sevginin önemini....
Yılmaz Güney
*****************************
Sen ağaçların aptalı
Ben insanların
Seni kandırır havalar
Beni sevdalar
Bir ılıman hava esmeye görsün
/ Aziz Nesin
***************************************************
Bitkinin güzelliği tohumdan , insanın güzelliği yüreğinden gelir.
Mevlana
****************************************************
MEMLEKET İSTERİM
Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil,
tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.
Memleket isterim
Ne başta dert
ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.
Memleket isterim
Ne zengin fakir ne sen ben farkı olsun;
Cahit Sıtkı Tarancı
***********************************************************
BİR KİŞİLİK SOKAK
Antakya sokakları dar
Antakya sokakları bir kişilik
Sen giderken ben gelemem
Bir gönlümü bahar almış
Bir gönlümü yaz
Antakya sokakları bir kişilik
Öte git biraz
Ali YÜCE
****************************************************
“Anneni öyle karşıla ki; seni dünyaya getirdiğine sevinsin. Babanı öyle karşıla ki; ömür boyu başka bir evlâda imrenmesin.”
**********************************************
DÖNGÜ
Yaşamak uçsuz bucaksız
Bir denizde sağa sola
Çarparak umarsızca
Kapılıp suların akışına
Tutunamadan bir dala
Döne döne kendi içinde
Yuvarlanıp uzaklara
Çok uzaklara atılmak
Ve bilinmezin içinde
Kaybolup gitmek
Hacer KESKİN
*****************************
Yürümek
Yürümek;
yürümeyenleri
arkanda boş sokaklar gibi bırakarak,
havaları boydan boya yarıp ikiye
bir mavzer gözü gibi
karanlığın gözüne bakarak
yürümek!..
Yürümek;
dost omuzbaşlarını
omuzlarının yanında duyup,
kelleni orta yere
yüreğini yumruklarının içine koyup
yürümek!..
Yürümek;
yolunda pusuya yattıklarını,
arkadan çelme attıklarını
bilerek yürümek...
Yürümek; yürekten
gülerekten yürümek...
Nazım Hikmet
******************************************
Ayrılan
Aşkı doğuran şey nedir;
O yakınlığı iki can arasında?
Ve kopuş ne zaman başlar?
Ne zaman biter bir sevda?
Bir kurt gibi içten içe
Gelişip büyür çürüme
Bir an gelir ki aynı mekandasınızdır
Ayrı duygusal zamanlarda
Ataol Behramoğlu
**************************************
EY FAHR’UN-NİSA*
Ferhat,
kadını şirin bir hatun
Erkeği Aşklar
yaşanmış şehirde, âşıklar meftun
Ey Mihrî, sen
burayı etmişsen tavattun
Başka yerler
gönle dar gelir, gidemezsin.
Bağrındaki
ateşi söndüremez ırmak
İçten
değildir bu duruma şaşırmak
Maşukuna eğer
ki istersen bağırmak
Dağlar
karşına set olur da delemezsin.
Parlayan
Osmanlının nisa-i güneşi
Dağlardı
seni, yangını, ateşi
Necati ile
etmek istersen söyleşi
Yutkunur ama
arz-ı endam edemezsin.
Evlad-ı ıyal
edinmedi, yoktur eşi
Âşıkları
çoktu, isterdi dördü beşi
Yalnızlık
âleminin hep olur serkeşi
Rabbinle
mükâleme, zordur bilemezsin.
Aşkın
karşılık bulamaz biter takati
Necât dilesen
de bilir o hakikati
İstersin ki
gelsin o en eşref saati
Salise olur
saat, hasret gideremezsin.
Dünyadan
nasibi yok, olmamıştır mihri
Terk etmek mi
ne mümkün şu muazzam şehri
Kızılcık
şerbeti der, içersin bu zehri
Aşk-ı âleme
izini bezer, silemezsin.
Ne yiğitlere
eyledin kalbi fütuhat
Nasip olmaz
şiirlerindeki fesahat
Onulmaz asla
bu yürekteki cerahat
Sarar bütün vücudu,
iyi edemezsin.
Kadınlar
âleminde yeterdir övüncü
Emanet
bilseydik keşke senin ödüncü
Ey
Fahrünnisa, bil ki istersen bir öncü
Nebiler
Nebi’si var, aşka dalamazsın.
Yahya Değirmenci
Burç Ortaokulu Türkçe Öğretmeni
*Bu şiir Amasyalı Mihri Hatun adına düzenlenen şiir
yarışması için yazılan bir şiirdir…
*******************************************
********************************************
ANNE . .
Bırak kalsın masada ekmek
testide su
Ayna puslu, pencere camı kirli
Bırak kalsın saçların dağınık,
gözlerin uykulu.
Saksıdaki çiçek susuz, kedi
yalını bekler bir köşede
Bırak kalsın meyve ağaçta,
kırlangıç havada
Dama düşen ince bir yaz yağmuru...
Yoruldun artık, bütün gün
didinip durdun
Toprak bile, gök bile, deniz bile
bir yerde yorulur.
Bırak kalsın süpürge duvarda,
sabun kovada
Anne, gel yanıma otur.
Ahmet Erhan
**********************************************
BİNCANLA SEVİYORUM TÜRKİYEMİ
Bin canla seviyorum Türkiye’mi
Dirilir, dirilir de ölürüm ben
Çok özel yaratmış Hak bedenimi
Ancak Türkiye’mle örtünürüm ben.
Sakarya nehrinden Dicle, Fırata
Sağanak, sağanak dökülürüm ben.
Âliyle kardeştir Ökkeş, Rıfat’a
Zengin nüfus, zengin bir kültürüm ben-
İstanbul aşkıyla Fatih olurum.
Dağları Çağlara götürürüm ben
Kocatepe’de mevzi’i bulurum
‘’Akdeniz’i ilk hedef’’görürüm ben.
Söğütlü Osman’ım, kayı boyundan
Kur’an’ aşkıyla büyütülürüm ben.
Çekinmem, korkmam en kötü oyundan
Düşmanın gözünde iz sürürüm ben
Toprağa tohumdur alın terlerim—
Zemzem kadar bereketli, gürüm ben
Resulün ‘’aguş’ açtığı askerim
Ezelden beridir hür, özgürüm ben...
Dört mevsimde çiçek acar bahçemde
Dostluğa, sevgiye gömülürüm ben.
Laz,Kürt,İstanbul kokusu lehçemde
Aruz, aruz kalbe örülürüm ben
Cephede kahraman, devlette memur
Okulda öğrenci görülürüm ben
Çalışmamla olur vatanım mamur
Takdirde edilir, övülürüm ben.
Misafir perverim, ikramım boldur
Bir lokma ekmeği bölüşürüm ben.
Mevlana’yla, Yunus gittiğim yoldur.
Yaratılmışı hep hoşgörümüm ben
ORHAN AFACAN
*************************************
Aşk mı?
Yasak
sevdalar bana
Gönlümde sen
oldukça
Gelmesen de,
görmesem de,
Kalbimdesin.
Daima
canımda,
Yanı
başımda.
Unutulmuş
olsam da,
Bendesin
Yüreğimin
her atışında
Sevdanın
esiriyim
Kalbimi
kilitlemişim
Senle dolu
her anıma
Sabahın
ilk ışıklarında
Gözümü
açtığımda
Sen varsın
aklımda,
Sevgimi
anlamasan da
Nasıl bir
duygudur
Adını
koyamasam da
Aşk bu
olmalı
Senle
yaşayamasam da...
Can AKIN
************************************************
KESİT
Dün yine ,
gönlümün kıyısında
El ele , göz
gözeydik seninle
Geçmişte
yaşanmış
Güzel bir anı
Tutuyorduk
ellerimizde..
Ayşegül DİNÇBAŞ
*****************************************************
SEVGİYLE..
Sevgiyle yoğrulmamışsa yüreğin
Tekkede , manastırda eremezsin
Bir kez gerçekten sevdin mi dünyada
Cennetin cehennemin üstündesin
Bir sır daha var , çözdüklerimden başka
Bir ışık daha var , bu ışıklardan başka
Hiç bir yaptığınla yetinme , geç öteye !
Bir şey daha var , bütün yaptıklarından başka
Ömer Hayyam
*************************************************
ZAMAN...
İşte yine o aynı ev
Bak yine aynı sokak
Değişen bir şey yok postacımda
Bisikleti yine mavi
Oyunları yine aynı çocukların
Yağ satarım bal satarım
Körebe köşe kapmaca
Giysileri mini mini renk renk
Değişen benmiyim
Söyleyin aynalar.
KERİM ÖZBEKLER
Bak yine aynı sokak
Değişen bir şey yok postacımda
Bisikleti yine mavi
Oyunları yine aynı çocukların
Yağ satarım bal satarım
Körebe köşe kapmaca
Giysileri mini mini renk renk
Değişen benmiyim
Söyleyin aynalar.
KERİM ÖZBEKLER
merhaba
Yeni bir güne merhaba..
Umutsuzluklar, hüzünler dünde kalsın..
Güne ümitle başlayın...
Sizi sevmeyenler,
Size değer vermeyenler
... Size acı çektirenler için,
Kendinizi yıpratmayın..
Sizler sevdikleriniz,
Sevenleriniz için değerlisiniz..
Ve onlar için gereklisiniz..
Sizler değerlisiniz canlar..
Sizleri çok seviyorum..
Haydi gülümseyin..
Güne merhaba deyin.
YANARIM
Pencereden yola bakıp bekledim
Sabırlar üstüne sabır ekledim
Tüm suçları gençliğime yükledim
Senle geçen günlerime yanarım
Bülbüldüm başka dala konmadım
Karanfile tatlı dile kanmadım
İncilere mala mülke yanmadım
Senle geçen günlerime yanarım
Depremleri ninni diye savundum
Zehir içtim bal diyerek avundum
Dizlerimi döve döve ovundum
Senle geçen günlerime yanarım
Adındaki her kelime her hece
Kar yağdırdı düşlerime her gece
Kuruyup gözlerim yaşlar bitince
Senle geçen günlerime yanarım
Abidin GÜNEYLİ - MERSİN
VE BEN ŞİMDİ
Küçük bir kız deniz kenarında
Küçük bir kız gözleri denizde
Deniz gözlerinin içinde kızın
Kız küçük deniz engin
Deniz derin
Küçük bir kız deniz kenarında
Ellerde yok olmuş umutlar
Yok olup gitmiş
Yetiştirdiği günleri kendinden
Kız şimdi biraz daha büyük
Kız şimdi biraz daha kendinden emin
Deniz ve küçük bir kız
Deniz ve söylenmeyen sözler
Oysa farkında deniz
Gözlerin
Farkında deniz
Gözlerin
Susuyor
Küçük kız şimdi
Susuyor
Ve ağlıyor
O ağlıyor
Deniz ağlıyor
Kız şimdi
Deniz şimdi
Ve ben şimdi
Ahmet Yılmaz TUNCER
BADEMDERE
Bademdere ulu yaylalarla dolusun
Sen torasların en güzel gülüsün
Doğusunda gezsen tatlı sular bulursun
Batısında gezsen başakları örürsün
Kadınların çalışkan yaylan kızlıdır
Erkeklerin kalbi türkü dolu mert sözlüdür
Çocukların yarınlara bakan kara gözlüdür
Kış gelin ce derelerin kalın buzludur
Dağların çok uzak beni yoruyor
Yorsa da bana neşe veriyor
Uzaktan gecenler seni görüyor
Seni her gören gonca güller deriyor
Bademdere ulu yaylalarla dolusun
Sen torasların en güzel gülüsün
Doğusunda gezsen tatlı sular bulursun
Batısında gezsen başakları örürsün
Kadınların çalışkan yaylan kızlıdır
Erkeklerin kalbi türkü dolu mert sözlüdür
Çocukların yarınlara bakan kara gözlüdür
Kış gelin ce derelerin kalın buzludur
Dağların çok uzak beni yoruyor
Yorsa da bana neşe veriyor
Uzaktan gecenler seni görüyor
Seni her gören gonca güller deriyor
UĞUR TURASAN 1973
ZOR
Ne kadar zordur aslında sevipte seviyorum diyememek.
Görüp görmemezlikten gelmek,
yaşadığını bilipte benim için öldü demek...
-Can YÜCEL-
NEDEN DEĞİŞTİN
Yüzünü çevirme kaşını çatma
Gönül köprüsünden sulara atma
Çizgiler eserin derde dert katma
Ben zaten yanmışım bir de sen yakma
Sevgi urbasını hiç ölçüp biçme
Kızıyorum diye kahredip içme
Güzeller içinden rast gele seçme
Ben zaten yanmışım bir de sen yakma
Duyguların sanki kış uykusunda
Dalıp gittin sevgi okyanusunda
Acaba nelerdi kalan usunda
Ben zaten yanmışım bir de sen yakma
Denizhan YILDIZAN
AN
Gülüş bir yanaşım'dır bir öbür bir kişiye;
Bir'den iki kişiyi döndürür bir kişiye..
Anılarından kale yapıp sığınsa bile,
Yetmez yalnız başına bir ömür bir kişiye.
Özdemir Asaf
Sen sus Osman !
Ali’yi konuşturmayanlar,
Ömer’e saldıranlar
Ebubekir’i susturanlar
Mustafa’ya dil uzatanlar
Allah’ı kalplerinden çıkaranlar
Peygamber’i unutanlar
Anlaşılıyor ki sana da kötülük yapacaklar...
Bilgin, ahlâkın, inancın korkutuyor onları
Dürüstlüğün, ilkelerin, ülkülerin kabul görmüyor
Meydanı boş bulanlar, haramı helâl sayanlar
Günahları servet gibi sırtlarında taşıyanlar
Seni asla anlayamayacaklar.
Sevgi, saygı, insanlık gibi unsurları
Kalplerinden atanlara
Adaleti, ölçüyü, merhameti, onurlu yaşamayı akıllarından çıkaranlara
Şehirleri, gönülleri ruhları, değerleri talan edenlere
Tepki göstermen ve engel olman oldukça anlamsız...
Vakit kaybetmeden gir odana
Kapılarını ve pencerelerini iyice kapa
Perdelerini çek…
Yat sırt üstü içi talaş dolu bir yatağa…
Onların haksızlıklarla, hırsızlıklarla
Elde ettikleri villalarda rahatça, keyiflice, zevklenerek
Hayat sürmelerini kolaylaştır…
Sana hakkın olan emekli maaşını dahi çok görenlere
Sen krallar gibi yaşama fırsatı ver…
Başkalarının düdüğü ya da şakşakçısı olamayacağına göre
Bir kenara çekil, olup biten olumsuzluklar karşısında sesini çıkarma,
Yıkımları, felaketleri, yozlaştırmaları hiç umursama!
Sen sus Osman !
Ali’yi konuşturmayanlar,
Ömer’e saldıranlar
Ebubekir’i susturanlar
Mustafa’ya dil uzatanlar
Allah’ı kalplerinden çıkaranlar
Peygamber’i unutanlar
Anlaşılıyor ki sana da kötülük yapacaklar...
Üzeyir Lokman ÇAYCI
Ankara, 10.09.2011
Özlem
Özlem sevdaya yürek açmaktır
Özlem açılan yürekte hayat bulmaktır
Özlem aynı heyecanla canana ulaşmaktır
Özlem yoklukta var olmaktır
Özlem uzandığında tutmaktır
Özlem geceyi gündüz gündüzü gece yapmaktır
Özlem sevgiye koşulsuz bağlanmaktır
Özlem kavrulup yanmaktır
Özlem ne uzak ne yakındır
Özlem her anında sevdiğini anmaktır
Özlem kalbini sorgusuz açmaktır
Ve ben
Karşılık beklemeden
Kalbime ruhuma hayat veren
Gecemi gündüz eden
Her anımda
Yanımda hissettiğim
Düşündüğüm
Düşündüğünü bildiğim
Gülümsemeyi
Gülümsetmeyi
Sevmeyi
Sevgiye değer vermeyi
Öğreten
Beni benden alıp götüren
Pırlanta yürekli meleği
Özlüyorum
Çok özlüyorum
Ünal Kar
ODAM YALNIZLIĞIM VE BEN
Ellerin değdiğinde
Susarım
Susarım çaresizimdir
Ellerin değdiğinde
Korkarım
Korkarım sensizimdir
Karşı koyamam
Bilirim sana hasretimi
Ve özlemimi
Aklıma gelir işte o zaman
Odam yalnızlığım ve ben
Ahmet Yılmaz TUNCER
ANNE
Ne gençliğin bildi, ne kadınlığın,
Yaşadı yıllarca, hep bizim için.
Farkında değildi aydınlığının,
Işıdı yıllarca, hep bizim için.
O'na "Melek" dedik ve O'na "Ana",
Gönüllü yöneldi, her bir soruna,
Yükleyip her şeyi küçük omzuna,
Taşıdı yıllarca, hep bizim için...
Tahsin ÖZDEN
Ansızın
Ben sensiz olanlara seni aratıyorum,
Ben sensiz kalanlara seni yaratıyorum,
Seni saklayacağım, seni yazıp-andıkça
Kendimi çoğaltıyor, seni kuşatıyorum.
Unutturmayacağım, seni yaşatacağım,
Kendimi çoğalttıkça, seni kuşatacağım,
Her zamanda, her yerde sen bende yaşadıkça...
Sen evreninde sana seni aratacağım.
Özdemir ASAF