KADINA KARŞI ŞİDDETİ ÖNLEME GÜNÜ
TÜBAKKOM BASIN AÇIKLAMASI
Kadına yönelik şiddet insan hakları ihlalidir. BM
Kadınlara Yönelik Şiddetin Önlenmesi Bildirgesinde ve Avrupa Konseyi İstanbul
Sözleşmesinde kadına yönelik şiddet
“kamusal veya özel yaşamda kadınlara fiziksel, cinsel veya psikolojik
acı, ıstırap veren ya da verebilecek olan cinsiyete dayanan bir eylem, tehdit,
zorlama, keyfi olarak özgürlükten, ekonomik gereksinimlerden yoksun bırakma”
olarak tanımlanıyor. İstanbul Sözleşmesinin önsözünde, “kadınlara yönelik
şiddetin, erkekler ve kadınlar arasındaki eşitlikçi olmayan güç ilişkilerinin
dışa vurumu olduğu, kadınlara karşı ayrımcılık yapılmasına yol açtığı ve
kadınların ilerlemelerinin önünde engel olduğu, bu nedenle şiddeti önlemenin bir devlet politikası
olması gerektiği vurgulanıyor.
25 Kasım gününün kadınlarla ilgili diğer günlerden önemli
bir farkı vardır. O da 25 Kasım’larda dünyanın her yerinde kadınlara ve kız
çocuklara yönelik giderek artan cinsiyete dayalı şiddete odaklanılmış
olmasıdır. Günümüzde, kadına yönelik şiddet olgusu, sadece bir kadın sorunu
olarak değil, toplumsal bir sorun olarak çok yönlü olarak gündeme alınmakta ve
çözüm üretmek için sosyoekonomik koşullar, politik gelişmeler ve kültürel
etkenlerle birlikte değerlendirilmektedir.
Yerel ve ulusal medyaya yansıyan haberlere göre 2015
yılında Ekim ayına kadar ERKEKLER,
236 KADINI, boşanmak istediği için veya
evlenmek istemediği için öldürdü. Kadına yönelik şiddet artarak devam etti, 15
kadın ve kız çocuğuna tecavüz etti, 5 kadın ve kız çocuğuna zorla fuhuş
yaptırdı, 29 kadını yaraladı, 6 kadın ve kız çocuğuna cinsel tacizde bulundu.
Öldürülen kadınlar arasında, yasal haklarını kullananlar, katili hakkında 3 kez
koruma kararı çıkartmış olan da vardı.
Hangi yasayı getirir isek getirelim ailede ve toplumda bu
yetiştirilme sorunları aşılmadan, temel eğitimde, hatta anasınıfında bu yönde
eğitim metotlarıyla dersler verilmeden, toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanmadan
yasaların bir anlamı kalmamakta, her gün çığ gibi büyüyen kadına yönelik salt
şiddet, öldürme fiillerinin önüne geçilememektedir.
Türk Ceza Yasamızda mevcut olan ve hakim takdirine
bırakılan; “haksız tahrik indirimi” ve “iyi hal indirimi” ne dair maddelerin,
erkek terörüne maruz kalan şiddet mağduru kadınlarda, özellikle de tecavüz ve
taciz mağduru kadın dosyalarında maddelerin gerekçelerine, amacına, kapsamına
ve mehaz kanunlardaki uygulama şekilleri ile uluslararası sözleşmeler
hükümlerinin de dikkate alınarak toplumsal cinsiyet bakış açısından kurtulmuş
olarak hukuka uygun uygulanması toplumsal tepkiler ile sağlanmalıdır.
Risk gruplarına,
şiddetle sık karşılaşan meslek gruplarına ve kamuya yönelik eğitim ve
bilgilendirme çalışmalarına hız verilmelidir.
Erkek egemen zihniyet, kadın erkek eşitliğini göz ardı
eden yönetim anlayışı, şiddetin önlenmesi konusunda yasaların yaşamama
geçirilememesi karşısında, kadına yönelik şiddetle mücadele için hazırlanan
Ulusal Eylem Planı hızla ve kararlı bir devlet politikasıyla hayata
geçirilmelidir.
Kadının güçlenmesi, ailede ve toplumda BİREY olarak dikkate alınması, toplumda zihniyet
değişikliğinin sağlanmasına yönelik eğitimin her kademesinde toplumsal cinsiyet
eşitliği verilmesiyle şiddetin önlenmesinde önemli gelişme mümkün olacaktır.
Güçlü ve sağlam bir toplum için kadına şiddete HAYIR.
TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ KADIN HUKUKU KOMİSYONU DÖNEM
SÖZCÜSÜ
OSMANİYE BARO BAŞKANLIĞI