MİLLETVEKİLİ GÜRER “KENT KONSEYLERİ
DESTEKLENMELİDİR.”
Cumhuriyet Halk Partisi Niğde Milletvekili ve KİT Komisyon
Üyesi Ömer Fethi Gürer Kent Konseylerinin
işlevinin artırılmasını istedi.

Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer Kent Konseylerinin önemine vurgu yaparak
sözlerine şöyle devam etti: “1992 Rio Yeryüzü Zirvesi’nde 21. Yüzyılın Yerel
Gündemine ilişkin olarak geliştirilen ‘Yerel Gündem 21’ programı kapsamında, taraf ülkelerce, kentin sürdürülebilir
geleceğine yönelik bir vizyon geliştirilmesi; mevcut sorunların, çözüm
hedeflerinin, takviminin ve maliyetlerinin tespiti önemli noktalardan birkaçını
oluşturmaktadır.
1992 yılında Rio de Janeiro'da gerçekleştirilen BM Dünya
Çevre ve Kalkınma Konferansı sırasında, 21. yüzyılın asıl hedefi olarak
belirlenen sürdürülebilir kalkınmaya nasıl ulaşılabileceği belgelendirilmiş ve Türkiye'nin
de temsil edildiği konferansta, "Gündem 21" başlıklı somut bir
küresel eylem planı benimsenmiştir. 1992 Rio Konferansı'ndan başlayarak 1996'da
İstanbul'da gerçekleştirilen Habitat-II "Kent Zirvesi"ne kadar uzanan
BM Konferansları, küresel ortaklık ilkesinin yerel izdüşümleri olan Yerel
Gündem 21'lerin tüm dünyada kabul görmesini ve yaygınlaşmasını sağlamış ve
anılan sürecin güçlü uluslararası dayanaklarını oluşturmuştur.
"Yerel Gündem 21" şeklinde anılan ve
Avrupa'daki diğer örnekleriyle birlikte, ülkemizde BM Kalkınma Programı (BMKP)
ile ortaklaşa uygulanmaya çalışılan bu programın özü, kentlerde yerleşik yerel
yönetimlerle, sivil toplumu, kent gündemini belirlemek amacı etrafında
birleştirerek, hem katılımcı demokrasiyi hem de, çevre ve yaşam kalitesini
geliştirmektir. Yerel Gündem 21, bu kısa tariften de anlaşılabileceği gibi,
başta "iyi yönetişim" olmak üzere, "bugünün gereksinimlerini,
gelecek nesillerin gereksinimlerini karşılama yeteneğinden ödün vermeden karşılayan
kalkınma" şeklinde yorumlanan "sürdürülebilir kalkınma" ile de,
yakından ilintili bir programdır. Dolayısıyla, Yerel Gündem 21'in ortaya
çıkışı, uygulama aşamaları ve günümüzde karşılaştığı sorunları tasvire
çalışırken, sürdürülebilir kalkınmanın hayata geçiriliş safhalarından ve
özellikle de, iyi yönetişim olgusundan söz etmek kaçınılmazdır.
"İnsanlık
tarihsel bir dönüm noktasındadır" tümcesiyle başlayan Gündem 21, amacın
vazgeçilmez bir yöntemi olarak, "küresel ortaklık" kavramını gündeme
getirmektedir. Bu kavramla birlikte, tüm dünyada geleneksel yönetim anlayışı,
yerini, "yönetişim" olarak
ifade edilen, katılımcılığa ve ortaklıklara dayalı yeni bir yaklaşıma bırakmaya
başlamıştır. Yönetişim, "çok
aktörlü yönetimi" çağrıştırmaktadır ki, bunu, yurttaş taleplerine duyarlı,
dolayısıyla yurttaşları birer paydaş olarak karar verme sürecine katan; hesap
vermeye hazır, dolayısıyla saydam ve demokratik denetime açık; tabana dayalı,
dolayısıyla gücünü halktan alan yeni bir icraat şekli olarak da tanımlamak mümkündür.
Ülkemizde kent konsey uygulamalarında genelde Belediyeler Kent Konseylerini
kontrollerinde birer örgütlenme yapısı olarak görmektedir. Bütçesi olmayan Kent
Konsey yapılanması da en azından bir kısmı doğal olarak belediyelerin
kontrolünde olmayı kabullenmektedir. Gönüllü kişiler yerine belediyelerin
işaret ettiği bir oluşum olarak kent konseyleri sürmekte kimi yerde ise
kurulmamaktadır. Kent konseylerinin yalnızca tüzel kişilerden oluşmasının
yarattığı dengesizliğin giderilebilmesi ve katılımcı demokrasinin hayata
geçirebilmeleri için, sivil toplumu güçlendirecek ve vatandaş katılımının önünü
açacak uygulamalar geliştirilmelidir.
Bu anlamda yerel
yönetimlerde katılımcılığı teşvik edecek bir ödül ve teşvik sisteminin, ulusal
düzeyde kongrelerin veya yarışmaların organize edilmesi büyük bir ihtiyaçtır.
Kent Konseylerinin genel durumu ve sorunları ve yasal düzenlemeler için meclis
araştırması yapılarak yapının tümden ele alınıp geliştirilmesi önemli bir kent
bilinci oluşum dokusunun doğmasına vesile olacaktır.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder