17 Ağustos 2014 Pazar

Kemerhisar Belediye Başkanı Beytullah Kirazcı;
“Seçimlerde Kemerhisar Modeli Test Edilmiştir!”

CHP’li Kemerhisar Belediye Başkanı Beytullah Kirazcı, 10 Ağustos’da yapılan yerel seçimleri, sosyolojik ve politik değerlendirmesini yaparak, Tyana Yerel Yönetim Teorisi’nin başarısına dikkat çekti.
10 Ağustos 2014’de yapılan Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın kazandığı seçimi analiz eden Kemerhisar Belediye Başkanı Beytullah Kirazcı, çarpıcı tespitler yaparak, sosyo-politik bir terminolojinin eksikliğine dikkat çekti.
Kirazcı yazılı açıklamasında, bu seçimlerde toplumu suçlamanın en basit özeleştiriden bile kötümser bir durum olduğunu vurgulayarak, aslolan; “Üretim ve Siyaset” denklemi ile demokrasinin buluşması olduğuna dikkat çekti!
 Toplum Dayatmalara Boyun Eğmez! 
10 Ağustos 2014’de yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerini analizine devam eden Kirazcı; “Toplumsal düzeyde politika, birikim, deneyim ve gelecek kaygısı taşır. Sayın İhsanoğlu’nun adaylığı bu öngörülerden yoksun bir politik arenada, sosyolojik analizler yapılmadan, stratejiler belirlenmeden gerçekleşmiştir.
Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu, bu stratejik yoksunluğa rağmen, politik karşılığı olmayan dürüst bir seçim kampanyası sürdürmüş ve sonunda seçimlerden başarısız çıkmıştır! Eğer CHP ve diğer partiler bu nesnelliğe karşı politika ve imkan üretmezlerse, sonucu da baştan kabullenmiş olurlar. Bugün seçimi muhalefet açısından değerlendirirken stratejik hamleleri doğru okumak gerekir. 2 turlu seçim sistemlerinde çatı aday formülü başarılı olmaz. Her politik grup kendi adayını çıkarması gerekir ki, 2. tur seçimlerinde ittifaklar kurulsun. Eğer muhalefet İhsanoğlu dışında veya İhsanoğlu olmadan 2 farklı aday daha çıkarmış olsa, CHP ve MHP tabanları kendi adaylarını benimseyerek, özveri göstererek hatta iktidarda olan adayın güç kaybını hesaplayarak oylarını artırmış, seçimleri ikinci tura taşımış olacaklardı. Böylesine bir politik atmosferde iktidarın galibiyet havası yok olmuş olacaktı. Maalesef bu stratejik hamle, parti tabanının sesini dinlememek, seçim mağlubiyetine neden olmuştur. Bugün muhalefet, halkı suçlayarak, tatilde, boykotta diyerek mağlubiyeti gizlemek yerine öz eleştiri yapsa Türkiye’nin aydınlık geleceğine katkı sunmuş olurlar. Boykot gibi bir politik tercihi halka dayatan, öngürüsüz ve strateji yoksunluğudur.
Siyasette hataları görmek ve bu eksende özeleştri gerçekleştirmek büyük bir erdemdir.
Sol eksenli politika odaklarında ben merkezli siyaset tehlikeli bir hastalık olup, kendisinin bağlı bulunduğu kurumsal yapının üstünde görmek, doğruluğu sorgulanmayan eylemleri tabanlarına dayatmak önce durağansallığı sonra ise geriye gidişi tetikler. Bu yaklaşım kurumsal yapı içinde pesimist kronikleşmeye neden olarak, teslimeyetçi politikaya  meşru zemin yaratır.
Sosyo-Politik açıdan bakıldığında ideloji eksenli hareketleri benimseyen toplumlar, kendisini ifade eden politik tercihi destekler ve onların kazanması için olağanüstü çaba sarf ederler.
Bu durumda CHP gibi teorik zemini olan bir partide bu ayrıntıyı görmemek partinin geçmişini inkar eden bir olguyu ortaya çıkarır. Taban dayatmalara boyun eğmez ve nitekim de eğmedi! 3 aday arasından kendisine yakın görmediği için 13 milyon seçmen sandığa gitmedi! Sayın İhsanoğlu’nun aldığı 15 milyon oyun büyük bir kısmı ise ehven-i şer tercihi olup, alternatifsiz kalan kişilerin alternatif olur mu kaygısından kaynaklanmaktadır. Sonuçta 51 milyonu aşkın seçmenden sayın Erdoğan 20 milyon üstü oy alarak yüzde 37 ile bu öngürüsüzlük yüzünden cumhurbaşkanı seçilmiştir” dedi.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder