NİĞDE EMNİYETİ BARONUN İDDİASINA YANIT VERDİ
GEÇTİĞİMİZ GÜNLERDE NİĞDE BAROSU EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜNDE
GÖREVLİ POLİS MEMURLARINI KINAYAN AÇIKLAMASI YEREL BASINDA YER ALINCA , NİĞDE EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ DE BİR AÇIKLAMA YAPTI.

Konu ile ilgili Niğde Adliyesi binasında baro yönetimi ile
birlikte basın açıklaması yapan Niğde Baro Başkanı Avukat Hüseyin Demirbilek,
Niğde Barosu tarafından görevlendirilen avukata uygulanan davranışı kınadığını
belirten uzun bir açıklama yapmıştı."
NİĞDE EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜNDEN YAPILAN YAZILI AÇIKLAMA:
İlimizde yayımlanmakta olan 06.01.2015
tarihli yerel basın kuruluşlarında; Niğde Barosuna kayıtlı bir avukata
31.12.2014 günü Emniyet Müdürlüğümüz Asayiş Şube Müdürlüğünde kötü davranıldığı
şeklinde basın açıklaması yer almıştır.
Bu konuyla ilgili yapılan
araştırmada, 31.12.2014 günü M.E.A. isimli şahıs hakkında,Yakalama Emri
olduğunun anlaşılması üzerine gözaltı işleminin uygulandığı, şahsın talebi
üzerine Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 147/1c maddesi gereğince kendisine Niğde
Barosunun internet sayfası üzerinden Saat:23.45 sıralarında avukat talep
edildiği, bunun üzerine Niğde Barosu tarafından yetkilendirilen Avukat H. A.nın
Asayiş Şube Müdürlüğümüze geldiği, avukata niçin çağrıldığı konusunda bilgi
verildiği, Avukat H.A.nın yakalama ve gözaltına alma durumlarında ifade
alınmayacaksa kendisinin boş yere çağrıldığı, kendisinin ifade işlemlerinde
hazır bulunmaması durumunda herhangi bir ücret alamayacağını, bu durumda gece
vakti boş yere zaman kaybettiğini ve rahatsız edildiğini, hiç olmazsa Bilgi
Sahibi olarak yakalanan şahsın bir ifadesinin alınarak kendisine
verilmesini talep ettiği, bu ifadenin kendisine verilmemesi halinde ücret
alamayacağını belirttiği, avukata, Cumhuriyet Savcısının, şahsın adli
raporlarının alınıp nezarethaneye konulması talimatının olduğunun söylendiği,
avukatın ısrarı üzerine Nöbetçi Cumhuriyet Savcısının tekrar aranıp,yakalanan
şahsın bilgi sahibi olarak ifadesinin alınıp alınamayacağının sorulduğu, Nöbetçi
Cumhuriyet Savcısından ifade alınmadan şahsın ertesi gün adliyede hazır
bulundurulması talimatı alındığı ve alınan talimatın Avukat H.A’ya iletildiği
anlaşılmıştır.
Bunun üzerine avukat H.A’nın
sinirlenerek asabi tavırlar içerisine girdiği, görevli personelimize “Siz iş
bilmiyorsunuz, sizlere işlerinizi ben mi öğreteceğim, beni hangi kanuna göre
buraya çağırdınız, sizi şikâyet edecek olsam meslekten ihraç olursunuz. Zaten
polisleri ihraç etmek için can atıyorlar” tarzda tehdit, hakaret ve polislere talimat
verir tarzda konuşmalar yapmıştır.
Buna rağmen sağduyulu ve hoşgörülü
bir şekilde görev yapmaya çalışan görevli polis memurlarımızın, avukatın kazanç
yönünden mağdur olmaması için Avukatlık Kanunu’nun 53. Maddesi gereği
uygulanan, müvekkiline hukuki yardımda bulunduğuna dair Avukat Görüşme Tutanağı
vermeyi teklif ettikleri, ancak avukatın görevlilerimize “Bana siz isimlerinizi
sicillerinizi verin yeter, ben görüşme tutanağı istemiyorum. Lüzumsuzlar,
gereksizler,ş..ler” diyerek hakaret edip bulunduğu odayı terk ederek koridora
çıkarken, görevli memurlarımızın da “sen ne demek istiyorsun?” diyerek peşinden
gittikleri ve çıkış kapısında avukata “sen bize neden hakaret ediyorsun”
diyerek avukata tepki gösterdikleri, bu sırada tartışmaları duyan Asayiş Şube
Müdürümüzün odasında çıkarak olaya vakıf olduğu, adı geçen avukata gerekli
açıklamaları yaparak yalnızca görüşme tutanağı tanzim edeceklerini ifade ederek
tutanağın düzenlendiği ve bir suretinin avukata verildiği ve olayın bu şekilde
çözülerek avukatın ayrıldığı anlaşılmıştır.
Bilindiği gibi polis; adli görevlerini
yasalar çerçevesinde ve Cumhuriyet Başsavcılığının talimatlarına göre yerine
getirmektedir. Hakkında yakalama kararı olan şahıslar hakkında yürütülen adli
sürecin tamamen polisin yetki ve inisiyatifinde olmadığı ve sürecin nasıl
işlendiğini en iyi bilen kuruluş olan Baromuzun bu konuda gerekli incelemeyi
yapmadan, sadece bir üyesinin söylediği şeyleri mutlak doğru imiş gibi kabul
edip polisi suçlaması, “Adalet mülkün temelidir” şiarına gönülden inanan ve
bunun en önemli öğelerinden birisi olan çok değerli avukatlarımıza her zaman
destek ve yardımcı olan Emniyet Teşkilatını üzmüştür.
Kaldı ki avukatların sadece
şüphelilerin ifadesi için değil, şüpheli ile görüşmesi, her türlü hukuki yardımı
sağlaması, sorguda bulunması gibi sorumlulukları olduğu gibi, yasal olarak
Emniyette ifadesi alınamayacak veya ifade vermeyecek durumlar da bulunmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalardan da
anlaşılacağı gibi 05.01.2014 günü yapılan basın açıklaması gerçekleri
yansıtmamakta ve yaşanan bu olaylar sesli ve görüntülü olarak Güvenlik
Kameraları ile kayıt altına alınmış olup, diğer yasal haklarımız saklı
tutulmaktadır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder