CHP NİĞDE MİLLETVEKİLİ DOĞAN ŞAFAK' IN 30 AĞUSTOS
ZAFER BAYRAMI KUTLAMA MESAJI
Emperyalist
devletlerin, çıkarları uğruna dünyanın birçok yerinde yapmış oldukları işgal
eylemlerinden bir tanesi de Osmanlı Devleti’nin parçalanmasıydı.
Böylece vatan
topraklarımızın büyük bir bölümünü kendi aralarında paylaşıp, Osmanlı Devletini
tarihten silmeyi hedeflemişlerdi.
Osmanlı ordusunun
askeri gücünü silahsızlandırılmak suretiyle etkisiz hale getirmişler,
demiryolları ve limanlar gibi önemli ekonomik tesislerin gelirlerine el
koymuşlardır.
Bu duruma isyan eden, Başta Mustafa Kemal ATATÜRK
olmak üzere, ona inanan ve güvenen birkaç vatanseverin bir araya gelerek
başlattıkları Kurtuluş Savaşı;
çok çetin ve zorlu safhalardan geçerek, 26 Ağustos 1922 tarihinde başlamış, 30
Ağustos 1922 tarihinde Türk askerinin ve milletinin eşsiz zaferi ile
sonuçlanmıştır.
30 Ağustos ülke topraklarının, bağımsızlığın ve özgürlüğün geri
alındığı günü temsil eder.
30 Ağustos Dumlupınar'da Mustafa Kemal'in başkumandanlığında zaferle sonuçlanan “Başkomutanlık Meydan Muharebesi'ni,
Büyük Taarruzu” anmak için
kutlanan bayramımızdır.
O
günün şartlarında, o yoksulluk ve kıt koşullarda 10 milyon insanla kazanılan bu
eşsiz zaferin, kat ve katı bugün gerçekleştirilemez mi? Tabi ki
gerçekleştirilir. Ama bunun için öncelikle ekonomik ve siyasi olarak bağımsız
ve özgür olmak gerekir.
Bugün sahip
olduğumuz savaş araç ve gereçlerinin birçoğu yabancı menşeilidir. Radarların ve
füzelerin kontrolü yabancıların elindedir. Bir gün bu araç gereçleri, milli
menfaatlerimiz doğrultusunda kullanmamız gerekirse, kime neyi soracağız?
Sahip olduğu yer
altı ve yer üstü zenginlikleri ile bulunduğu coğrafi konumdan dolayı, önem arz
eden Türkiye Cumhuriyeti’ni, içerden ve dışardan parçalamak için uğraşan
belirli güçler tarihten beri var olmuş ve gelecekte de var olacaktır.
Milli
birlik ve beraberliğimiz sayesinde bertaraf ettiğimiz tüm bu tehdit ve
saldırılara göğüs germek için sahip olmamız gereken tek şey bu ruhu benimseyip,
yaşatmaktır.
Ama maalesef, AKP
iktidarı döneminde, başta Cumhuriyetin kurucularından olan Atatürk ve İnönü’ye
saldırılar başlamış, millet dini yönden ötekileştirilmiş, mezhep ayrımına gidilmiş, politik yönden
paramparça edilerek, birbirlerine düşman edilmişlerdir.
Özgürlük
vaat ederek iktidara gelen bu hükümet, milletin askerini, milletvekillerini ve
hükümete karşı yazan gazetecileri cezaevine göndermek suretiyle ne kadar
özgürlükçü bir hükümet olduğunu bizlere göstermiştir.
2002
yılında sıfır seviyesinde teslim alınan PKK terörü, bugün artık şehirlerarası
yollara inmiştir. Hükümet bu rezil tabloyu sadece seyretmekte ve klasik
beyanlar vererek geçiştirmektedir.
Terörü konuşmak
için TBMM’ne CHP’nin çağrısına kulak asmamış, “bir kaç Mehmet öldü diye meclis
mi toplanır diye” bizi eleştirmişlerdi.
Hükümetin, bu
duyarsız ve tutumsuz davranışından sonra maalesef birçok askerimiz ve
vatandaşımız terör kurbanı olmuştur.
“Komşularla sıfır” sorun sloganı ile yola çıkan AKP hükümeti sayesinde,
bugün ülkemiz, komşularla “sıfır ticaret
ve sıfır diyalog” seviyesine
inmiştir.
Ülkeler arası
ekonomik ve siyasi ilişkiler, aşiret ve cemaat ilişkileri gibi yürütülemez.
Yıllarca
yurt dışında ülkemizi başarılı bir şekilde temsil eden ataşe ve
büyükelçilerimize monşer diyen AKP hükümeti, sırf kendi yandaşlarını atadığı bu
kadrolar yüzünden, bugün ülkemiz yalnız kalmış ve bu yüzden birçok düşman
kazanmıştır.
Biz,
bu yaşanan tüm olumsuzluklara ve rezilliklere rağmen dün olduğu gibi bugünde,
yarında, sonrasında da, dişimizle, tırnağımızla kazandığımız milli mücadele
ruhunu yaşatmak için elimizden gelen her şeyi yapacağız.
AKP
hükümeti, eğitim ve öğretim yuvalarından, Andımızı kaldırarak, milli
bayramlarımızın kutlanması kısıtlayarak hiçbir yere varamayacaktır.
Bu
duygu ve düşüncelerle;
30 Ağustos Zafer
Bayramımızı kutluyor, bu zaferle bizlere bu mutluluğu yaşatan, Başkomutan
Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, tüm şehit ve
gazilerimizi şükran ve minnetle anıyorum. Saygılarımla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder