“Verem Eğitim ve Propaganda Haftası” 1947 yılında
kutlanmaya başlamıştır. Her yıl Ocak ayının ilk Pazar gününden başlayan
haftanın amacı verem ile ilgili toplumun bilgilendirilmesi ve bu hastalığa
bütün kesimlerin dikkatinin çekilmesidir. Verem (tüberküloz) hastalığı,
“Mycobacterium tuberculosis ” basili tarafından oluşturulan ve hava yolu ile
bulaşan bakteriyel bir hastalıktır. Tüberküloz (TB), insanlık tarihi kadar eski
bir hastalık olmasına rağmen halen tüm dünyada bir halk sağlığı sorunu olarak
önemini korumaktadır. Dünya nüfusunun yaklaşık üçte biri verem mikrobu ile
enfektedir. Bu insanların %10’unda yaşamlarının bir döneminde verem
hastalığının ortaya çıkacağı düşünülmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)
“Küresel Tüberküloz 2016 Raporu”na göre dünya genelinde tüberküloz görülme
sıklığı ve tüberkülozdan ölümler (insidans ve mortalite hızları) düşmektedir.
Buna rağmen küresel tüberküloz yükü halen çok yüksektir. Tedavi edilmezse
tüberküloz hastalarında ölüm oranı yüksektir. Yapılan çalışmalarda tedavi
edilmeyen balgam yayması pozitif akciğer TB olgularının %70’inin 10 yıl içinde
hayatını kaybettiği saptanmıştır.
Veremin Bulaşması; Verem basilinin kaynağı, tedavi
görmemiş veya düzenli tedavi görmeyen aktif akciğer ve gırtlak (larinks) veremi
olan hastalardır. Basil hava yolu ile bulaşır. Hasta insanlardan öksürme ve
hapşırma ile ortama yayılan mikrobun solunum yolu ile alınması sonucu bulaşır.
Tedavi edilmeyen her hasta yılda 10-15 kişiye hastalığı bulaştırır. Balgam
yayması (ARB) pozitif bulunan ve akciğerinde kavitesi (yara-kovuk) olan
hastalar daha fazla basil saçarlar. Basil kaynağı ile karşılaşma süresi,
ortamın genişliği ve havalanması bulaşmada önemlidir. En çok hastanın aile
bireylerine ve yakın çalışma arkadaşlarına bulaşma olur. Tedavi ile basil
sayısı çok kısa sürede azalır. Hastaların çoğunda ortalama 2-3 haftada
bulaştırıcılık yok olur.
Verem
Hastalığının Belirtileri; Genel yakınmalar: Halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı,
çocuklarda kilo alamama, gece terlemesi. Solunum sistemi yakınmaları: Öksürük,
balgam, öksürükle kan tükürme, göğüs-sırt-yan ağrısı, nefes darlığıdır. Gırtlak
veremi ses kısıklığı yapabilir. Diğer organları tutan verem hastalığında ilgili
organa ait bulgular olabilir (lenf bezi büyümesi, idrarda kan, eklemde şişlik
vb.). İki- üç haftadan uzun süren ve non-spesifik antibiyotik tedavisi almış
olmasına rağmen klinik yanıt alınamayan öksürükte verem hastalığından
şüphelenmek gerekir.
Veremin
Tedavisi;Toplum Sağlığı Merkezi Verem Savaşı Dispanseri Birimlerinde (VSD)
veremin teşhis ve tedavisi ücretsizdir.
Veremin tedavisi standarttır. Bu standart tedavi, hastanede ya da
dispanserde aynı şekilde düzenlenir. Yeni verem hastalarının tedavisinde
standart tedavide genellikle iki ay 4 farklı ilaçla ve dört ay 2 ayrı ilaçla
olmak üzere 6 aylık tedavi uygulanmaktadır. Tedavide kullanılan bütün ilaçlar
verem savaşı dispanserlerinden ücretsiz verilir. Tedavide verilen ilaçların
düzenli içilmesi çok önem taşır. Çünkü hastaların bir kısmı tedaviyi terk
etmekte ve toplumda basil saçmayı sürdürmektedirler. Hastanın ilaçlarını
içtiğinden emin olmak için her doz ilacı bir sağlık personelinin veya başka bir
görevlinin gözetiminde içirtmek en uygun yoldur. Buna doğrudan gözetimli tedavi
(DGT) denilir. Tedavinin dispanserde ya da hastanede başlanması gerekir. Aylık
takiplerinin de dispanserde yapılması uygundur. Tedaviyi sonlandırana kadar
özenle sürdürmek gerekir.BCG aşısı özellikle çocuklarda kanla yayılan ve ağır
seyreden verem hastalığını (menenjit ve miliyer TB) önlemede çok etkilidir.
Özetle; Verem hava yoluyla bulaşan, önlenebilir ve
tedavi edilebilir bir hastalıktır. Toplumu veremden korumanın en etkili yolu
verem hastalarının erken teşhisi ve başarılı tedavisidir. Öksürürken veya hapşırırken ağzınızı ve
burnunuzu bir kağıt mendille kapatınız. Kağıt mendiliniz yoksa ellerinize değil
kolunuzun iç kısmına öksürün veya hapşırın.
Verem hastalığının belirtilerini hissettiğinizde en yakın sağlık
kuruluşuna başvurunuz. “Hedefimiz Veremsiz Bir Türkiye. ”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder